Herkese yepyeni gezi yazımla selamlar…
Geçtiğimiz hafta sonu Hilton Garden Inn Safranbolu davetiyle soluğu tarihi ve kültürel güzellikleriyle en güzel yerlerimizden biri olan Safranbolu‘da aldık.
Muhakkak Safranbolu denince aklımıza ilk gelen şey özgün mimariye sahip etkileyici evleri, oysa Safranbolu’ya benim gibi ayak basarsanız evlerinden daha fazlasını göreceğinizi söyleyebilirim.
Blog yazıma devam etmeden evvel belgesel tadında Safranbolu vlogumu izlemek isteyenler olabilir bu yüzden öncelikle altta göreceğiniz videoyu izlemenizi tavsiye ederim.
Safranbolu Evleri yüzlerce yıllık bir süreçte oluşan Türk kent kültürünün yünümüzde yaşamaya devam eden en önemli yapı taşlarıdır. İlçe merkezinde 18. ve 19.yy. ile 20.yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bu eserlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır. Evler Safranbolu´nun iki ayrı kesiminde gruplanmış durumdadır. Birincisi “Şehir” diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan kesim, ikincisi “Bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesim.
Şehir, yönetim merkezinin bulunduğu Kale, alışveriş merkezinin bulunduğu Çarşı, evlerin bulunduğu Akçasu, Gümüş, Musalla, Kalealtı ve Tabakhane semtlerinden oluşmaktadır. Bu kesim iklimin olumsuz etkilerine karşı korunmuş, alçak rakımlı iki vadinin içindedir. Burada evler birbirine yakın, sokaklar dardır. Bağlar birkaç yüz metre daha yüksekte, hava akımlarına açık ve daha geniş araziler üzerindedir. Hemen hemen herkesin bir kışlık bir de yazlık evi vardır. Yöre halkı kışın şehirdeki evinde yaşar ve yazın havaların ısınmasıyla Bağlardaki yazlık evine göçer. Ancak “Çarşı” üretim ve ticaret hayatı yazın da aynen sürer.Tüm evler kendilerine göre daha merkezi konumdaki kamu binalarına, dini yapılara ve anıt eserlere dönüktür.
Hangi evden bakılırsa bakılsın manzara kapanmaz. Evlerin yakın plan cepheleri kör, uzak plan cepheleri açık ve birbirlerini izleyecek konumdadır.Şehrin ortasında bulunan meydana yönelik yollar ve sokaklar tamamen taş kaplıdır. Anıt eserlerin avluları ve meydanlar da taş kaplıdır. Mevcut taş kaplama tarzı rutubeti en aza indiren, sel sularına karşı dayanıklı ve ağaç köklerinin yeterli su almasına uygun yapıdadır.
Cinci Hanı – Karabük
Yüzyıllar boyunca Çin’den Anadol topraklarına uzanan Tarihi İpekyolu üzerinde kurulmuş irili ufaklı yüzlerce kervansaraydan biri de Safranboludaki Cinci Han’dır.Cinci Han Safranbolulu Karabaşzade Hüseyin Efendi (Cinci Hoca) tarafından 1645 yılında yapılmış.Mimarı kesin olarak bilinmiyor,yanlız Koca Mimar Kazım Ağa tarafından yapıldığı sanılmakta.Tarihi İpekyolu’nun etkinliğini yitirmeye başladığı 20.yy’a kadar kervansaray olarak kullanılan Cinci Hanı 20.yy başlarından itibaren Safranbolu esnafı tarafından depo olarak kullanılmış daha sonra gerekli restorasyonu yapılarak otel olarak kullanılmaktadır. Cinci Hanı, 2 katlı 63 odalı olup, Otel, restaurant, cafe ,bar olarak hizmete açıktır.
Taş Teras – Sırçalı Kanyonu
Yolumuzu Safranbolu’ya kadar uzatmış iken buranın en doğal manzaralı terası olan Taş teras veya Sırçalı Kanyonu’na gelip keyif yapmadan ve instagram için fotoğraf çekmeden dönmek olmazdı!
Rivayete göre Taş Teras’ın altındaki taşın koparak düşmesi sonucu doğal bir taş teras oluşmuştur. Böylelikle kanyonun güzelliğine bir güzellik daha eklenmiştir. Yandan bakıldığında ince uzun ve üzerinde insan durması imkansız gibi görünen terasın karşıdan görüntüsü iki metreye yakındır. Aslında evinizin balkonunda nasıl durabiliyorsanız burada durmakta o kadar rahattır. Fakat çevresindeki korkuluk olmadığı için yine de tehlikelidir. Taş terasa gelenler doğal bir balkonda gün batımını ve kanyonu hatta kanyonun arasından geçen nehri izlemek,
fotoğrafını çekmek, burada çayını kahvesini yudumlayarak keyif yapmak için gelmektedirler. Hatta ve hatta çadır kuranlar bile vardır bu balkonun üzerine. . .
Yörük Köyü
Yörük Köyü, Osmanlı mimarisinin en iyi korunduğu yerlerden biri… Safranbolu‘ya bağlı ve dar sokakları, bahçelerini saran ahşap çitleri ve cumbalı evleriyle tarihimizin zengin güzelliklerini görebileceğiniz nadide bir yer. Yörük Köyü, Safranbolu’yu aratmayacak güzellikte ve bana göre ülkemizin en güzel köylerinden biri hem de.
Köyün en önemli özelliklerinden biri ise dünyaca ünlü sopranolarından Leyla Gencer’in de köyü olması.
Yukarıda gördüğünüz anıt ise tam da köy meydanındaki evlerinin önünde yer almaktadır.
Safranbolu’da hemen hemen tüm evlerin üzerinde boynuzlar görebilirsiniz bunlar orada yaşayan bir avcı olduğunu belirtmek içinmiş, yani iki tane boynuz varsa iki avcı olduğu anlamına geliyormuş.
Dışarıdan neredeyse birbirinin aynı görünen bu evlerin içine girdiğinizde, sanatın yalnızca ahşap oymacılığı olmadığı, duvarlarının her birinin bir anlamı olan figürlerle süslendiğini görüyorsunuz. Her evde duvar ahşap süslemelerinin yanı sıra el işi olan raf ve dolapların bazılarının içinde banyo yapmak için özel yerler bulunuyor. Diğer yandan hemen hemen tümünde kütüphane ve çalışma odası var. Yörük Köyü’ndeki anıtsal nitelikli evlerden biri olan Sipahioğlu Evi yalnızca gezi amaçlı kullanılıyor.
Safranbolu Çarşı Gezisi
Safranbolu’ya yolunuzu düşürürseniz mutlaka çarşılarını gezmenizi tavsiye ederim. Özellikle buranın safranı, lokumu haricinde el emeği göz nuru ile işlenmiş bakırlarını ve demirlerini almasınız bile incelemenizi tavsiye ederim.
Yukarıda fotoğrafını görmüş olduğunuz demir ustası UNESCO Çilingiri Hüseyin!
Hüseyin bey buranın en meşhur demir ustalarından biri ayrıca.
GÜNEŞ SAATİ
Güneş Saati, Köprülü Mehmet Paşa Cami’nin avlusundadır.
Etrafı demir parmaklıklı muhafaza içindedir ve taş bir kaide üzerine oturtulmuştur. Arapça rakamlarla günün saatini gösterir. Onar dakikalık zaman dilimlerine ayrılmıştır. Mermere çakılı pirinç saçtan bir üçgen üzerinde yansıyan güneş ışığının gölge düşümüyle saati doğru olarak okumak mümkündür. Zaman içerisinde güneş saatinin üzerindeki ağaçlar budanırken, yukarıdan düşen bir ağaç dalı rakamları gösteren mermeri kırmıştır. Safranbolulu bir saatçi ustası olan Mustafa Yapıcı, mermer üzerindeki çizgi ve rakamları eski haliyle yaparak yerine oturtmuştur.
Karabük – Safranbolu – Mencilis Mağarası
Safranbolu’nun Bulak Köyü civarında bulunan Mencilis Mağarası (Safranbolu Merkezi’ne 8 km. kadar uzaklıkta), kayalık derin bir vadinin içinde bulunuyor. Mağaranın ağzına bu vadinin bir duvarındaki yaklaşık 150 basamaklı bir merdivenden tırmanılarak ulaşılıyor. Mağaranın uzunluğu 3-4 km. kadar.
Bu mesafenin 400 metresi gezmeye uygun bir biçimde ışıklandırılmış ve yürüme parkuru yapılmış. Mağaranın içinde duvarlardan damlayan sulardan dolayı nemli bir hava var. Sıcaklık ise çok düşük, 10-15 °C civarında.