Boş arama ile bulunan sonuçlar
- robe de chambre - onurollstyle
Robe de chambre: Charleno fashion Ayakkabı : Canes Sevgili Tuğçe Şimşek, styling yaptı mı böyle yapar… Moda bloğu yapmaya başladığım günden beri Tuğçe’ye “ne zaman fotoğraflarımı çekeceksin?” diyordum. Ve o gün geldi çattı harika bir styling ile Tuğba’nın desteği, Vehip Tuncay’ın (@sushibey) evi bize bu karelerin çıkması için yardımcı oldu. Ayrıca www.2che.me adresinden diğerlerinede göz atmanızı tavsiye ederim. Gömlek: ZaraHırka : Zara T-shirt : Topman Bluejean ceket: İnto Gömlek : Zara Ceket: Altınyıldız Pantolon: Altınyıldız Papyon: Anselmo Dionisio Photography by Tuğçe Şimşek #robedechambre #lagerfeldconfidental #anselmoDionisio #robedechambreerkek #fashionman #erkekblog #2che #altınyıldız #into #topman #topshop #tuğçeşimşek #erkekmodası #baptistegiabiconi
- Milan Fashion Week – Day 2
Herkese tekrardan merhaba, Milano Moda Haftası’nın ikinci outfit’i ile karşınızdayım. İkinci gün ilk güne göre daha çok eğlendim. Her defasında sıkça Türkiye’de de buluşmuş olduğum İtalyan bloggerlar Laura Comoli ve Roberto de Rosa ile defile sonrası karşılaştık,eğlendik ve bolca şakalaştık bu sanırsam fotoğraflara da bi hayli yansıdı :). Kombinimise LaSalle Collage öğrencilerinden Can Ergul’un tasarımı kıyafetleri giydim. Kombinime eşlik eden ayakkabılarım yine Deichmann, saatim Claude Bernard,gözlüğüm GentleMonster Herkese mutlu, umutlu ve bolca sağlıklı bir gün dilerim. Bir sonraki post da görüşmek üzere… Onur Erol #onurollstyle #onurerol #parisfashionweek #gentlemonster #erkekblogger #istanbul #moda #milanfashionweek #deichmann #streetstyle
- simplicity..
Herkese tekrardan merhaba, Bir önceki postumda geçtiğimiz ayın etki ve tepkilerinden bahsetmiştim size! Yine öyle zmanlardan kalma bir günde sadece instagram karesi yakalamak ve en azından sosyal medya hesaplarımdan mahrum kalmamak niyetinde çektirmiş olduğum bu postları da sizinle paylaşmak istedim. Aslıda geçmişe dönüp baktığımda blog postlarımın hemen hemen hepsinde apayrı bir tema alıyordu… Bir post yazıcam diye tahmin ettiğinizin üzerinde dli gibi kurgu yapıp pozlar evriyordum fakat son bir yıldır son derece rahatlıkla hiç edit dahi kullanmadan fotoğraflarımı sizlerle paylaşıyorum. Bu konu hakkındaki değişimin sebebine gelince, Özellikle bir çok moda bloggerının kendini güzelleştirmek uğruna farklı biri gibi görünme cabası beni gerçekten belli bir noktadan sonra çileden çıkardı diyebilirim. Hal böyle olunca ben daha yalın, daha gerçek olmaya başladım. Yukarda yer alan Coco Chanel’in sözü de sanırsam bu cümlelerin hepsine cuk oturuyordur? Öyle değil mi? gözlük: ACNE STUDIOS t-shirt: BEYOĞLU PAZARI pantolon: H&M çanta: OZPACK ayakkabı: CAMPER
- Fransa Tatili: Ile Saint Honorat
Cote d’Azur seyahatimizin son günü sabahı erkenden kalkıp limana doğru yol alıyoruz. Tarifeli seferler ile Cannes limanından İle Saint Marguerite veya bizim keşfetmek istediğimiz daha küçük ada olan İle Saint Honorat’a yaklaşık 20 dakikalık bir gemi yolculuğu ile varabiliyorsunuz. Yolculuk için bilet alırken bize orada ve tek restoran olan La Tonelle’ye rezervasyon isteyip istemediğimizi soruyorlar fakat biz rezervasyonu kabul etmeyip yolculuğumuza devam etmeye karar veriyoruz. Bu minik adaya vardığımızda yeşillikler ve alabildiğine büyük palmiyeler selamlıyor bizi patika yolu az yürüyünce kocaman alanda restoran çıkıyor karşımıza biz direk masaya oturmak istiyoruz fakat rezervasyon yaptırmadığımız için bizi başka bir masaya yönlendiriyorlar. Burada önemli olan eğer yolunuz bu adaya düşerse önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda var! Eğer rezervasyon yaptırmasanızda kaybedecek birşeyiniz yok yine de iyi bir masaya yönlendirdiler. Deniz ve ben çok fazla aç olmadığımız için her ikimizde salata siparişi verdik. Benim tercihim Aşşk Kahve’de Paris adında olan Keçi peynirli salata idi. Yemeğimin fotoğrafı burada var eğer çok yemek isterseniz sizi ta St. Honorat adasına yormayacağım Nişantaşı veya Kuruçeşme Aşşk’a uğrayarak bu salatanın tanına bakabilirsiniz. Salatalarımızı yeyip üzerine de keyif sigarası yaktıktan sonra sıra geldi yaklaşık 1,5 saatte tüm çevresini dolaşacağımız bu adayı keşfetmeye… Ada geçmişin mağaralarından, yaban çiçekleriyle kaplı çayırlardan, keşişlerin şarap ürettiği bağlardan, asırlık şapellerin yıkıntılarından oluşuyor. Biz bir taraftan denize girmek için sakin ve fazla kayalık olmayan bir yer ararken bir taraftan da önümüze çıkan bu güzellikler karşısında donup kalıyorduk. Yaklaşık bir 20 dakikalık yürüyüşün sonunda kendimize uygun bir yer bulduk. Restoran çıkışında yan tarafta orada bulunan shoptan yine adada üretilen şaraptan bir şişe almayı ihmal etmedik tabii… Bulduğumuz saklı koyda oldukça fazla vakit geçirdik belki de en fazla yüzmüş olduğumuz yerde burasıydı fakat bir not eklemek istiyorum. Ada denizinde yüzmeye karar verirseniz dikkat etmeniz gereken önemli nokta deniz böcekleri ve bitkileri olduğunu hatırlatmak isterim. Bu yüzden kıyıda çok fazla oyalanmadan biraz açıklarda yüzmek en sağlıklısı. Yüzme faslımızı da bitirdikten sonra adanın çevresini tamamlamaya karar verdik. İç kısımlarda bulunan üzüm bağları gelecek senenin şşarapları olmaya hazırlanırken diğer tarafta karşımıza çıkan kilise ve şapeller bizi hala şaşırtmaya devam ediyordu. En ilgi çekici bölüm adanın güney tarafındaki ortaçağdan kalma kilise. Gotik cephesi hayalet hikayelerini çağrıştırıyordu.. Bir tatil hikayesinin daha sonuna geldik. Umarım yazdıklarımı anlamış ve sizi sıkmamışımdır. Hayatınız her daim keyifli yolculuklarla dolu geçsin. Sevgiler, Onur Erol #onurollstyle #İleSaintHonoratAdası #gitmengerek #cannes #ÎleSaintHonorat #onurerol #gezirehberi #onurollstyleontheway #Honoratisland #honoratadasıgezi #travel #nereyegitsem #CotedAzur
- A day Istanbul
Herkese merhaba, Bahar geldi derken hava gün ve gün değişiyor İstanbul’da! Bakıyorsunuz gün içinde günlük güneşlik olan hava öğleden sonra veya akşamüstü bir anda soğumaya başlıyor. Hal böyle olunca tam bir baharlık sezona bile geçiş yapamadık buralarda… Önümüzdeki günlerde umuyorum ki artık inceden sezonu yakalayıp renkli ve eğlenceli bahar postları ile karşınızda olacağım. Bu arada Instagram’da takip ediliyor muyum? –> @onurollstyle Hepinize keyifli günler dilerim. ***** Hello everyone, Spring came then changing weather day in and day in Istanbul! Are you looking for the sunny days in the afternoon or early evening after the air begins to cool at a time. We can not even pass the spring season here … I hope that in the coming days I will be now available in a colorful and fun spring catch of the season in a thin skins. I wish you all a pleasant day. Tişört / T-Shirt : Kığılı Kaban / Coat: Altınyıldız Pantolon / Pants: Koton Ayakkabı / Shoes : Hotiç Gözlük / Eyewear: Carrera #onurollstyle #sokakmodası #carreraeyewear #hotiç2015model #Nişnataşımodası #danielwellington #carrera
- Alaçatı - Çeşme Tatili
Herkese tekrardan selam! Geçtiğimiz hafta Milano dönüşü Çeşme’de yer alan Flyinn Beach’e gittiğimi bir önceki postumda belirtmiştim. Özellikle tatil zamanlarında yoga yapmam pek mümkün olmasa da Flyinn bunun için tam da uygur bir yerdi… Yazın ilk günlerinde denizin tadını çıkartırken, güneşlenip kendime bolca vakit ayırıp yoga ile içimi keşfetmeme olanak sağladı diebilirim! önüne açılan uçsuz bucaksız mavi yeşil ile btünleşince başka birşey hayal edemeyeceğimi tahmin ettiğinizi düşünüyorum da ! Aynen öyle yorucu, yorgun ve kasvetli bir kış ardından kendimi ege’de bulunca ben de aynısı yaptım. Belki de yazı bu yüzde seviyoruzdur kim bilir? Neyse Postları sırasıya hızlı bir şekilde yazmaya devam edeceğim çünkü bu cuma günü yine kendimi o kıyılara atacağımdan emin olabilirsiniz. Şimdilik görşmek üzere, bir sonraki blog postunda görüşmek üzere 🙂 Tank Top & Beach Shorts: TOPMAN Sunglasses: LACOSTE #alaçatı #onurollstyle #TATİL #SWIMM #lacoste #YOGAEVERYWHERE #travel #yoga #VACANZA #FLYINN #çeşme #topman #flyinnbeach #BEACHWEAR
- BERLIN FASHION WEEK
Herkese merhaba, beni instagram‘da takip edenler bilecek ki geçtiğimiz haftalarda sevgili Emre Erdemoğlu’nun Berlin’de düzenlen defilesi için Almanya’daydım. 10 Temmuz’da Mercedes-Benz Fashion Week Berlin etkinliğinde “Penguin” isimli koleksiyonunu görücüye çıkartan Emre, yine tüm dikkatleri üzerine toplamayı başardı. Bende böyle bir günde şüphesiz onun yeni koleksiyonunda bir başkasını giyemezdim. Defileyi izlemek için görücüye çıkan koleksiyonundan bu mor tulumu tercih ettim. Umarım sizde beğenmişsinizdir? Berlin çıkarmasından Emre Erdemoğlu defilesini bir sonraki yazımda paylaşacağım. hepinize keyifli günler dilerim. Sevgiler, Onur Erol #onurollstyle #berlinemreerdemoglu #onurerol #berlinfashionweek #emreerdemoğlu #fashionweek #streetstyle
- 2015/16 Erkek Moda Trendleri
Son Erkek Moda Trendleri: Sonbahar Kış 2015-2016 Herkese merhaba, Bizler, hala yaz tatilini uzatma yolları arayıp uzunca geçen tatil sedromu içinde rahat kombinleri tercih ederken, Londa, Paris ve Milono çoktan 2016 Erkek trendlerini belirledi bile… Geçtiğimiz aylarda gerçekleşen erkek moda haftalarında 2015-16 Sonbahar / Kış trenlerini sizin için ele aldım. Bakalım önümüzdeki sezonda modayı takip eden beyleri nasıl göreceğiz konusunda size birkaç önemli ipucu vermek için buradayım. önüzdeki sezon ve yıl bolca göreceğimiz 7 önemli trendi sizin için burada ele aldım. Keyifle okumanız dileğiyle… Prada – Pelayo Diaz Dolce&Gabbana 1. Desenli Gömlek sonbahar kendini hissettirmeye başladığında gömlek şüphesiz bu mevsim geçişinin en önemli parçalarından biri oluyor. Önümüzdeki sezonda özellikle gömlekleri sadeliğin yanı sıra daha desenli göreceğiz. Cesur geometrik baskılar, bol floral baskılar, doğa esintiler, organik veya mimari desenler gibi daha sıra dışı göreceğimiz kesin. 2. Kısa Paçalar Son iki sezondur benimde sıkça uyguladım bir akım sonunda tüm modayı ele geçirecek durumda olduğunu sizlere söylemeliyim. Özellikle İtalya’nın meşhur erkek giyim fuarı olan Pitti Uomo ve Milano sokak modasında sıkça rastladığımız kısa paçalar önümüzdeki sonbahar kış trendleri arasında çoktan yer aldı. Hatta ufak bir hatırlatma bu model bir pantalon kullanacaksanız muhakkak 2 cm kıvırmayı unutmamakta fayda var. 3. Kısa T-Shirt ve Ceketler Erkek modası kadın moda akımına paralel bir orantıda ilerlemeye devam ettiği yıllarda önceden kalıplaşmış olan bir takıp trend anlayışları yerini daha yenilikçi ve sıra dışı erkeklere bırakır oldu. Yıllardır alışık olduğumuz pantolon içine gömlek sokuşturulması atık bir tarih olacak gibi… Özellikle 2016 yılında t-shirt, gömlek ve ceket boylarında fark edilir bir kısalma yaşayacağız. Paris, Milano ve Londra moda haftalarında hatta ülkemizdeki tasarımcılarımızın bir çoğu bile şimdiden gömlekleri bel hizasına getirdiğinin ipucunu size vermek isterim. 4. Rahat Pantolonlar Özellikle erkeklerin en büyük sorunu olan kalın kumaş pantolonlar artık tarih oluyor gibi…. İnce kumaşlardan ve özellikle kırışmayan ve ütü gerektirmeyen pantolonlar bu yıl ki son erkek moda trendleri arasında… Özellikle gündelik hayatta taşıması ve yürümesi rahat olan hatta çok sıkmayan bol dökümlü pantolonlar sonunda gündeme düşmesi, benim kadar herkesi sevindirdiğini sanıyorum. 5. Kamuflaj Askeri ya da kamuflaj baskı her yıl kendini gösterdiğini artık hepimiz biliyoruz. Bu moda akımı kendimizi bildiğimiz süreç içerisinde varlığını sürdürmeye devam ederken Bu yıl, bu ceket veya kargo pantolon sınırlı olacak değil. Bu sezon daha yaratıcı olarak karşımıza çıkan kamuflajları spor kıyafetler ceket ve özellikle sırt çantaları da göreceğiz. Hatta bir Dior modeli gömlekte rastalaya bileceğimizi bu askeri desenlere şimdiden kendinizi alıştırsanız iyi olur. 6. Karışık Desenler Benim en favorim olan şüphesiz bir sürrealist eser gibi taşınan kıyafetlerdir sanırsam. Katı ve birbirine karışık desenlerden oluşan kombinler önümüzdeki koca bir senenin parçası olmayı gerçekten hak ediyor. Özellikle kalıplaşmış erkek stiline inat son derece renkli kombinler 2016 erkeğini ortaya koyacak gibi… Eğer siz de yeterince cesursanız bu sezon farklı desenlerden oluşan kombinlerinizi bir birine karıştırın. Ortaya çıkacak sonuç ilk başta yadırganacak olsa bile bu son derece sıra dışı ve moda dergilerinden çıkmış gibi görünmenize sebep olabilir. 7. Her Zaman Asil Özellikle gündelik hayatımda vazgeçemediğim tek renktir siyah! Bir erkeğin ister tarzı olsun ister olmasın siyah kombiler her zaman elegan gösterdiği kanısındayım. Bu yılda özellikle Acne ve Prada gibi önemli markaların çıkış noktası olan siyah her daim günü kurtarma ve şık görünmek için yardımcınız olabilir! #ErkekModaTrendleri #Prada #parisfashionweek #2015kışerkekmodası #2016erkekmodası #milanfashionweek #Diesel #londonfashionweek #erkekstilönerileri #missoni #gucci #etro #erkekmodatüyoları
- Tropical
Hey everyone, As it’s still summer and you already know tropical print is a must have, I thought styling this beautiful t-shirt and short would be perfect at this moment! ***** Merhaba yaz tüm güzelliği ile devam ederken ben de bir taraftan tadını çıkarıyorum. Bu yıl inanın ki bana çok iyi geldi sene başından başlayan tatil modu hala devam ederken her mevsimi doyasıya yaşadığımı hissediyorum. Benim için yazın vazgeçilmesi tropikal esintili tişört ve şortlar ya sizinkiler nedir? Sevgiyle kalın :)) tshirt – Pull&Bear // shorts -Zara // eyewear – Pull&Bear // accesories – Pandora / Delfince PHOTOGRAPHY by WWW.AYEBYAR.COM INSTAGRAM @ayebyar #pandora #istanbulbestbloggers #onurollstyle #summerfashion #zaraşort #menfashion #pullandbearerkek #delfince #STREETSTYLE
- ACCESSORY
Yağmurlu ve kapalı hava İstanbul’u terkettiği şu günlerde ben de yaz’a adapte olmaya çalışıyorum. Yine öyle bir günde iş çıkışını değerlendirerek Maçka parkı’nda tur atıyorum. Cıvıl cıvıl kuşlar, rengarenk çiçekler mis gibi bir hava ile adeta tazeleniyor gibiyim. Evet şu aralar bloga fazla vakit harcamadığım da farkırndayım! Bunun nedeni artık instagram diyebilirim, tüm anlık kombinlerimi orada paylaşıyorum. Hala beni orada takip etmeyen varsa buradan buyursun 🙂 @onurollstyle Bu günkü kombinimi Zara’dan damalı t-shirt, H&M’den siyah pantolonum, Converse’den ayakabılarım ile tamamlarken, Gözlüklerim @hippickscom , saatim @mizu, bilekliğim ise @ekria_jewelry ‘den. Hepinize bol güneşli, bol kahkahalı sağlıklı mı sağlıklı günler dilerim. #hmturkiye #ekriajewelry #onurollstyle #hippickscom #outfit #ekria #converse #zara #mizu
- Roma Tatili: Vatikan - Città Del Vaticano
Religion + Art= the Vatican As my trip in Rome comes to an end, it would be unfair not to talk about my journey in Vatican in which I’m mesmerized like I’m under a spell at every turn Although Vatican is the world’s smallest country, it’s home to the Pope who is the spiritual leader of nearly a billion Catholics and also artworks of great artists such as Michelangelo, Raffaelo, Caravaggio and Bernini who directed the world of art. Visiting this country which is smaller than a half square kilometers and surrounded by high walls is a quite exciting experience whether you are religious or not. **** Din + Sanat = Vatikan Roma yolculuğumun sonuna doğru yaklaşırken her defasında gidip efsunlanmışcasına büyülendiğim Vatikan gezisini anlatmadan olmazdı… Vatikan dünyanın en küçük ülkesi olmasına rağmen neredeyse bir milyar katolik’in ruhani lideri olan papa’ya ve aynı zamanda sanata yön veren Michelangelo, Raffaello, Caravaggio, Bernini gibi dev ustaların sanat eserlerine ev sahipliği yaptığı etrafı yüksek duvarlarla çevrili olan bu yarım km2’den daha küçük ülkeyi ziyaret etmek için ister inançlı olun ister inançsız, son derece heyecan verici bir deneyimdir. When you enter Vatican, you are welcomed by Piazza San Pietro (Saint Peter Square) which is designed by Bernini and is one of the most exciting architectural structures in the world. Bernini completed this square which has 284 travertine columns, 88 engaged columns and 140 statues of saints in 11 years between 1656 and 1667. ***** Vatikan’a girdiğiniz zaman sizi Bernini tarafından tasarlanan ve dünyanın en heyecan verici mimari uygulamalarından biri olan piazza san pietro (Aziz Petrus meydanı) karşılıyor. 284 traverten sütun, 88 gömme sütun ve 140 aziz heykelinin bulunduğu bu meydanı bernini 1656 ila 1667 yılları arasında, 11 yılda tamamlamıştır. It is believed that Saint Peter whom the basilica is named after has its tomb around here. That’s why there is a statue of him with a key in his hand located at the top of the basilica. The reason why basilica is built in here and why there is a key in his hand comes from these verses written in Latin and located around the great dome designed by Michelangelo “And I tell you that you are Peter, and on this rock I will build my church, and the gates of Hades will not overcome it. And I will give unto thee the keys of the kingdom of heaven” Bible, Matthew 16:18-19. By the way, it’s good to indicate that Peter’s lexical meaning is “rock”. ***** Bazilika’ya ve meydana ismini veren aziz petrus’un mezarının burada olduğuna inanılıyor. bu yüzdendir ki bazilika’nın tepesinde elinde anahtar olan bir aziz petrus heykeli yer alıyor. bazilika’nın buraya yapılmasının ve petrus’un elindeki anahtarın sebebi ise Michelangelo’nun tasarladığı dev kubenin etrafında latince yazan şu ayetlerden geliyor. “sen petrus’sun ve ben topluluğumu bu kayanın üzerine kuracağım. ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. Göklerin egemenliğinin anahtarlarını sana vereceğim.” incil, matta 16:18-19. bu arada belirtmekte fayda var, petrus’un kelime anlamı “kaya”dır. Basilica di San Pietro (St. Peter’s Basilica), which is the world’s biggest Catholic church is also located here. This basilica’s size which is accepted as a great success in every standards is really astonishing: it has 187 meters in length, 132 meters in height and 70.000 square meters in width. German thinker Goethe couldn’t keep his silence across the basilica’s majesty and while he was entering he said these words “It is as if entering the infinity”. ***** Dünyanın en büyük katolik kilisesi olan san pietro bazilikası da (aziz petrus kilisesi) bu meydanda yer alıyor. tüm standartlara göre muazzam bir başarı olarak kabul edilen bazilika’nın boyutları gerçekten de dudak uçurtacak ölçülerdedir: 187 metre uzunluğunda, 132 metre yüksekliğinde ve 70.000 m2 genişliğinde. alman düşünür goethe, bazilika’nın heybeti karşısında suskun kalamamış ve kapıdan girerken dudaklarından şu sözler dökülmüştür: “sanki sonsuzluğa girer gibi.” Important artists such as Michelangelo, Maderno, Raffaello, Bramente, Domenico Fontana, Giuliano da Sangallo contributed their efforts on this basilica. All of these artists- of course under the supervision of Pope- added, removed or changed things in the basilica. While entering the door of the basilica, you are welcomed by terrifying embossments showing the tortures put to the first Christians. Everywhere is full of old popes’ statues who dominated people by using the power of religion for years. Basilica is so fascinating that visitors forget everything they know while looking at these statues, pictures and embossments. ***** Bazilika’da Michelangelo, Maderno, Raffaello, Bramente, Domenico Fontana, Giuliano da Sangallo gibi zamanın önemli sanat adamlarının da emeği vardır. Bu sanat adamlarından her biri -tabii ki papa’nın gözetiminde- bazilika’ya bir şey eklemiş, çıkarmış ya da değiştirmiştir. daha bazilikanın kapısından girerken ilk hıristiyanlara yapılan işkenceleri anlatan korkunç kabartmalar sizi karşılıyor. etraf, dinin gücünü kullanarak yıllarca insanlar üzerinde egemenlik kuran eski papaların heykelleriyle dolu. Bazilika o kadar büyüleyici bir yer ki ziyaretçiler buradaki heykellere, resimlere, kabartmalara bakarken bildiği her şeyi unutuveriyor. Vatican is officially a free state but you don’t feel like you are entering a different state as there is no visa or passport check in the entrance. Until you meet the Swiss guards who are protecting Vatican. These guards who are wearing “interesting” uniforms that Michelangelo designed are faithfully continuing their duty of protecting Vatican, more precisely the Pope since 1506. Although these guards look like they came from the medieval tales as they are wearing those orange-red-blue uniforms, they are all actually chosen amongst the soldiers that completed their education in Swiss army and they are all swordsmen. ***** Kapısından içeri girdiğiniz için kendinizi başka bir devlete gitmiş gibi hissetmiyorsunuz. ta ki, Vatikan’ı koruyan isviçreli muhafızlarla karşılaşana kadar. Michelangelo’nun tasarladığı “ilginç” üniformalar içerisindeki muhafızlar 1506 yılından beri vatikan’ı daha doğrusu papa’yı koruma görevini sadakatle sürdürüyorlar. Muhafızlar turuncu-kırmızı-mavi üniformalarının içinde ortaçağ masallarından kopup gelmiş gibi gözükse de aslında hepsi isviçre ordusu’nda eğitimini tamamlamış askerlerden seçiliyor ve her biri gerçek birer kılıç ustası. One of the most important works of art in Vatican is the statue called Pietà which is made by Michelangelo when he was 24. This statue which is attacked by a fan in 1972 is now protected in a bulletproof glass located on the right side of the basilica’s entrance. In this poignant statue which depicts Mary taking Christ descended from the cross on her lap, Mary looks quite young and beautiful and Christ looks quite handsome. For this statue in which Mary looks like a young lady, Michelangelo said: “Don’t you know that honorable women stay younger than the other women?” One of the reasons why Pietà is very special is that it is the only artwork on which Michelangelo put its sign. Rumor has it, the master heard that Pietà is made by an older and a skilled sculptor, not by a young and unknown one and he got so angry that at the same night he engraved his name on Mary’s waistband that passes through her chest. ***** Vatikan’ın en önemli sanat eserlerinden, Michelangelo’nun 24 yaşındayken yaptığı pietà adlı heykel de san pietro bazilikası’nda yer alıyor. 1972’de bir fanatiğin saldırısına uğrayan heykel, şimdi bazilika’nın girişinde sağ tarafta kurşun geçirmez bir cam içerisinde korunuyor. çarmıhtan indirilen isa’yı kucağına almış meryem’in tasvir edildiği bu dokunaklı mermer heykelde, meryem alabildiğine güzel ve genç, isa ise son derece yakışıklıdır. Meryem’in adeta bir genç kız gibi işlendiği heykel için michelangelo şu açıklamayı yapmıştır: “namuslu kadınların diğer kadınlara göre daha genç kaldıklarını bilmiyor musunuz?” pietà’nın bu kadar özel olmasının sebeplerinden biri michelangelo’nun imzasını attığı tek eseri olmasındandır. söylencelere göre, pietà’nın aslında genç ve tanınmamış bir heykeltraş tarafından değil de daha yaşlı ve usta bir heykeltraş tarafından yapıldığını duyan üstat çok sinirlenmiş ve hemen o gece meryem’in göğsünden geçen kuşağa ismini kazımıştır. Touring the Vatican museums is a quite tiring process both mentally and physically. But the Sistine Chapel that you will see after completing all these museums and galleries stretching for kilometers, will make you forget your fatigue and even all these artworks that you have just seen. Thanks to the ceiling that Michelangelo painted night and day all by himself for 4 years, Sistine Chapel is accepted as the pearl of Renaissance art and also one of the masterpieces of western art. Three stories of human beings that take place in the testament (Old Testament, psalm and the bible) is depicted on the ceiling. We can simply name these as the creation of Adam, the biblical flood and the final judgment. In the middle of the ceiling, “the god’s bestowing his hand on Adam to give him life” is depicted, which has become an artistic icon throughout the world. Yet, in order to see the actual majesty of the ceiling you have to look back again for the last time before going out. At that moment, with the effect of the wholeness, you will leave the chapel with a deep respect to Michelangelo. ***** Vatikan müzeleri’ni gezmek hem zihin olarak hem de beden olarak oldukça yorucu bir süreç. ancak bu kilometrelerce uzunluğundaki müzeler ve galeriler bittikten sonra karşılaşacağınız sistine şapeli size tüm yorgunluğunuzu hatta az önce gördüğünüz sanat eserlerini bile tümüyle unutturacak. üstat Michelangelo’nun 4 yıl geceli gündüzlü tek başına boyadığı tavan sayesinde, sistine şapeli rönesans sanatının incisi ve batı sanatının da başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. tavanda insanın kutsal kitap’ta (tevrat, zebur ve incil) yer alan üç öyküsü betimlenmiştir. bunları kısaca “adem’in yaradılışı, nuh tufanı ve son yargı” olarak adlandırabiliriz. tavanın neredeyese ortasında ise tüm dünyada sanatsal bir ikon haline gelmiş olan “Tanrı’nın yaşam vermek için adem’e uzattığı el” yer alıyor. yine de tavanın asıl görkemini görmek için kapıdan çıkmadan hemen önce son bir kez geriye bakmalısınız. o zaman bütünün veridiği etkiyle michelangelo’ya derin bir saygı duyarak şapel’den ayrılacaksınız. The Castel Sant’Angelo (Eng: Mausoleo di Adriano), for the Emperor Hadrian AD 130-139 progress payments between the years built a fortress in Rome. In addition, the pope’s house and was used as a prison. Cem Sultan Sultan Mehmed the Conqueror’s son, who was convicted of the prison is located. For protection in dangerous situations by the previous pope was the stored here. Secret passage connecting the Vatican to Castel Sant’Angelo, the lower are still here. In the Middle Ages the city was transformed into a fortress to protect the northern entrance. ***** Castel Sant’angelo (İta: Mausoleo di Adriano), İmparator Hadrian için MS 130 – 139 yılları arasında Roma‘da inşa edişmiş bir kaledir. Ayrıca papanın evi ve hapishane olarak da kullanılmıştır. Fatih Sultan Mehmet Han’ın oğlu Cem Sultan da hapishanede mahkum edilenler arasında bulunmaktadır. Önceki papalar tarafından tehlike durumlarında korunma amaçlı buraya saklanılmıştır. Castel Sant’angelo’yu Vatikan’a bağlayan gizli alt geçit hala burada bulunmaktadır. Orta Çağ’da şehrin kuzey girişini korumak için kaleye dönüştürülmüştür . ************************* COLLECTION BY TWEEN SS/2014 http://www.tween.com.tr/ PHOTOGRAPHY Ayşe Ebru Yardımcı http://www.ayebyar.com/ @ayebyar #Vatikangezisi #damat #ROMAMENSTYLE #ITALIANMENSTYLE #travel #STREET #trençkot #ERKEK #VATICANCITTA #trenchcoat #vatikantarihi #TWEEN #TWEENSS2014 #roma #VATİKAN #ITALY
- BABALAR GÜNÜ : STYLISH MEN
Hepinize merhaba, Evet uzun bir ara oldu, nedeni tahmin edeceğiniz üzere son günlerde yaşadığımız gezi parkı olaylarındandır. Geçtiğimiz 20 gün boyunca hayatın başka bir yüzünü, ötekileştirdiğimiz kendimizi, çıkarsız sevgiyi, sonsuz güveni ve en önemlisi birlik olmayı gördüm. Gezi parkı ile alakalı gözlemlerimi anlatan uzunca hikayemi anlatacağım bir post, kitap veya başka bir şey çıkar kesinlikle, kısa kısa kesip atabileceğim bir gözlem olmadığından ve şu an için çok erken diye düşündüğümden başka bir zamana atmayı uygun buldum :)) Geçtiğimiz günlerde yeni çıkacak bir dergiye (lvariete) babalar günü için birkaç sayfa hazırlamamı istemeleri üzerine bende kolları sıvayıp çalışmaya başladım ve ortaya bu kareler çıktı umarım sizde beğenirsiniz. Bu karelerin çıkmasında beni kırmayıp kamera karşısına geçen Vehip Tulga Tuncay ve Adem Yılmaz’a ayrıca her zaman mükemmel karelerin sahibi Ayşe Ebru Yardımcı’ya Teşekkür ediyorum. Kombinler: INTERVIEW – SARAR Ayakkabılar: HOTİÇ Mendil: Melka By Meltem Kaymak Photograpy http://www.aeyphotography.com/ Ayşe Ebru Yardımcı Twitter @ayebyar Mekan: RANCHERO NİŞANTAŞI #fashion #kadıköy #fashionblog #blogger #selimköroğlu #istanbul #moda #marshata #styleblogger #mangomen #fashionblogger















