Kendimi bildim bileli bohem hayatı pek severim ve Dalyan’da geçen 2 gün boyunca Dalyan’ın mis gibi nehrine karşı yer alan Dalyan Bungolav’da kaldım.
Sevgili Melih bey ve Dalyan Bungalov ailesini samimiyetleri ve misafirperverliklerinden dolayı bir kez daha teşekkür ederim.
Orada kaldığım süreç içerisinde bana gerçekten çok yardımcı oldular.
Peki Dalyan’da Neler Yaptım? Önce Dalyan tekne turu ile nehri şöyle bir gezdim ve karşımda Kaunos görünce inanın ki o kadar çok etkilendim ki…
Bilir misiniz hikayesini ama size önce bu hikayeyi anlatayım.
Byblisin Gözyaşları -Kaunos’un Kuruluş Efsanesi
Apollo’nun oğlu olan Karya Kralı Miletos’un ikizleri olur. Erkeğe Kaunos, kıza ise Byblis adı verilir. ikizler, büyüdüklerinde Byblis, erkek ikizine aşık olur. Bu aşk, kardeş sevgisinin çok ötesindedir. Ancak ikizinden karşılık bulamaz. Bu yasak aşkı öğrenen kral, oğlunu ülkesinden kovar. O da kendisini sevenlerle birlikte gider ve Lidya sınırındaki, şimdiki Dalyan’ın karşısında kendi adını taşıyan kenti kurar. Byblis’e ne olmuş? İşte orası hüzünlü. Gördüğü hakaretlere ve sevdiği kardeşinden ayrı kalmaya çok üzülen Byblis, pınarları kuruyuncaya kadar gözyaşı döker ve sonunda bir kayadan atlayarak canına kıyar. Efsaneye göre, Dalyan’da bir labirenti andıran kanallar, Byblis’in gözyaşlarından oluşmuştur. Romalı Tarihçi ve Şair Ovidius’a göre, Kaunos’un kuruluşuyla ilgili efsane şöyledir: Byblis Kaunos’a aşık olur. Byblis, Kaunos’a bir mektup yazarak duygularını dile getirir. Kaunos ise Byblis’in duygularını öfke ve tiksinti ile karşılar. İkizini bir daha görmek istemeyen Kaunos, kendisini sevenlerle birlikte babasının ülkesini terk eder.Kaunos’a gelerek, kendi adıyla anılan kenti kurar. Byblis ise karşılıksız kalan sevgisi yüzünden hayatına son vermek isteyerek, yüksek bir kayanın üzerinden dendisini atar. Ama Nympheler (su perileri) Byblis’e acır ve onu bir pınara dönüştürür.Byblis’in gözyaşları nehir olur çağlar durur. İşte böyle hüzünlüdür Kaunos’un kuruluş efsanesi.
Nehri seyir boyunca hemen hemen her yerden gözünüze dantel gibi işlenmiş kaya mezarları çarpıyor!
(Kaya mezarları ile ilgili bilgiyi ise altta paylaşacağım. ) Sazlıkları yarıp bir labirenti andıran Dalyan nehrini Akdeniz’e bağlayan yol boyunca gidiyoruz!
Nedeni buranın meşhur İztuzu plajını ziyaret etmek ve Caretta Caretta kaplumbağalarıyla tanışmak için.
Yaklaşık yarım saatlik yolculuk sonunda İztuzu plajına varıyorum. Buranın tadını ılık denizine girerek ve en merak ettiğim caretta caretta yuvalarını inceleyerek çıkarıyorum.
Dönüş vakti kendimi hemen şehir merkezi içinde bir yere atıp buz gibi biramı içerek buluyorum…
DEVAMI MI? Onu Youtube ‘da paylaştım izleyin.
Kanalıma ABONE olmak için tıklayın 😘 http://bit.ly/2Y1HZDY
Onur Erol (@onurollstyle)’in paylaştığı bir gönderi (26 Tem, 2019, 4:16öö PDT)
Dalyan Kaya Mezarları
Eski inanışa göre insanın mezarı ne kadar yüksekte olursa o kadar tanrıya yakın olurmuş ve o yüzden kayalara kazılırmış kralların ve önemli insanların mezarları…
Kaunos‘luların (Kbid’lerin) muhteşem eserleri olan kaya mezarları Dalyan‘ın “Türkiye Tanıtım filmlerinde de sık sık görüldüğü üzere” en önemli simgelerinden birisidir. Kaya mezarları Dalyan‘a ister denizden ister karadan ulaşan misafirlerini tarihin derinliklerinden gelen bir sıcaklıkla karşılar.
Perslerin veya Büyük İskender’in istilası üzerine yarım kaldığı tahmin edilmekte olan en büyük mezarla birlikte izleyenleri büyüleyen altılı grup Kaya Mezarları, Kaunos‘taki mezar tipleri içinde şüphesiz en önemlisidir. Tapınak cepheli bu kaya mezarı tipinin yanı sıra, yine kayaya oyulmuş “güvercin yuvası” ismiyle tanınan dikdörtgen derin Oyuk Mezarlar, Nişler ve Lahitler, yerleri özel olarak seçilmiş Anıt Mezarlar ve daha çok şehir surunun dışında kalan yamaçlar üzerine açılmış Sandık Mezarlar, bir taraftan kentteki mezar tipinin zenginliğini ortaya koyarken, diğer taraftan da gömme geleneği konusunda bizleri bilgilendirmektedirler.
Hiçbiri İÖ. 4. yüzyılın 2. çeyreğinden önceye tarihlendirilemeyen kaya mezarları içinde en önemli grup, tapınak cepheli olanlardır: Yan duvarların arasındaki sütunlann taşıdığı üçgen alınlıktı cephenin gerisinde, basamaklarla çıkılan bir ön oda ve bir kapıyla açılan mezar odası. Kareye yakın mezar odalarının arka ve yan duvarları önünde ölü yataklan yapılmıştır; bazılarında sunu sekileri de oluşturulmuştur. Yakılan ölüden arta kalanların içine konulduğu kapların dik yerleştirildiği küçük nişler de, tapınak cephesi biçiminde şekillendirilen birer plakayla kapatılmıştır. Yan yana açılan sandık mezarların uzun yan kenarları, genelde yükseklikleri birbirlerine eşit plaka blokların dik konulmasıyla elde edilmiştir; biri ana kayaya cepheli dar yüzleri ise çoğunlukla tek bir blok oluşturmuştur ve üzerleri büyük Sal taşlarıyla kapatılmıştır. Sal taşları önce toprak bir tabakayla örtülmüş ve bunun da üzeri irili-ufaklı çakıl taşıyla karıştırılmış kalın bir harçla kaplanmıştır. Bu tür mezarlar daha çok İÖ ve İS 2. yüzyıllar arasına tarihlendirilmektedirler.
Dalyan‘da özellikle aksamları kaya mezarları ışıklandırıldığı vakit ayrı bir güzellik olarak karşımıza çıkmaktadır.
“Krallar yüksekten bakar.” Dalyan‘ı yüksekten izleyen kaya mezarlarının binlerce yıl önce hangi teknik kullanılarak yapılabildikleri hala anlaşılamamaktadır. Hangi aletler kullanılarak o kayalar oyulabilmiştir? Bunlar yapılırken, sadece mezar odası oyulmamıştır. Mezar odasının dışından da dağ oyularak, mezar dağdan bağımsız hale getirilmiştir. Bir kişi rahatça mezarın çevresinde dolaşabilmektedir. Bunun amacının kralın mezarına tapınak havası vermek olduğu sanılmaktadır.
Acaba Kaunos‘lular kırallarını çok mu seviyorlardı?
kaynak: Kaunos Arkeolojik Araştırmalar Resmi web sitesi kaynak olarak alınmıştır. Aslına ulaşmak içi : http://kaunos.org/kaunos/