Boş arama ile bulunan sonuçlar
- Eyvah Gay Miyim? | Youtube Video
Herkese merhaba özellikle bana instagram DM’den en çok yazılan sorulardan birisi de “Gay misin? “ oluyor. Hal böyle olunca bu konuyu açıklığa kavuştayım istedim acaba eşcinsel yani gay miyim? Sorusunun cevabını size kendim söyleyeyim istedim. Altta cevap videomu youtube kanalım olan Onurollstyle Tv’den paylaşıyorum. Konuyla alakalı olarak isterseniz buradan isterseniz ise Instagram’dan bana başka sorularınız da varsa sorarsanız seve seve yanıtlayacağım. Sevgiler, Onur. İnstagram: http://www.instagram.com/onurollstyle Facebook : http://www.facebook.com/onurollstyle #benkimim #eşcisel #vlogger #youtube #gaymiyim #acabagaymiyim #youtubesorucevap #itirafyoutube #nasıleşcinseloldum #Eşcinselmiyim #acabagaymi
- Ev Yapımı Makarna Hamuru Nasıl Yapılır | How to make homemade Pasta
Herkese merhaba, İtalya sevdalısı olarak mutfakta tam bir İtalyan gibi makarna tariflerimle karşınızda olacağım. Yapacağımız tariflerde eğer makarnanızı da kendiniz yapmak isterseniz alın size ev yapımı makarna tarifi. . . Evde makarna yapmak bildiğinizin aksine çok zor değil. İhtiyacınız olan tek şey un, yumurta ve biraz da tuz! Hepsi bu kadar. Geriye yoğurmak ve gerekirse makine kullanmadan da açıp kesebilirsiniz. Şimdiden iyi izlemeler. Kanalıma abone olmayı ve videomu beğenmeyi sakın unutmayın. Ayrıca instagram’dan beni takip etmeyi de unutmayın. Ciao, Onur #makarnahamurunasılaçılır #Makarnanasılyapılır #evyapımıtazemakarna #tarif #yemek #kitchen #nefisyemektarifleri #italyanusülümakarnatarifi #eldemakarnayapma #nasılyapılır
- Nerede eski mahalleler, nerede eski çocuklar!
– biz de çocuk olduk. . . Hemen hemen birçoğumuz çocukluğumuzu, mahalle sakinlerinin yaşıtımız olan çocuklarıyla birlikte mahalle aralarında oyunlar oynayarak yaşamışızdır. Ben de aynen öyle mahallede büyüdüm. Saklambaç, misket, yakan top, kutu kutu pense, hepimizin çocukluğunda apayrı bir yer edindi ve anılar bıraktı. İlk arabam bilyelerden yaptığımdı mesela… Ayrıca oyuncak nerede? Mandalinadan arabalar, ağaç dallarından flüt, topraktan tencere tava yapardık. Şimdiki çocuklar nerden bilsin bunca şeyi! Gerçek oyunu, dostluğu, değer vermeyi ve önemsemeyi. Ne gerçek kirlenmenin ne çamura basmanın ne de yağmurda ıslanmanın anlamını biliyorlar mı? Hiç sanmam! Anneler diğer anneleri dikizler vaziyette aman yanlışını görsem de azarlasam diye instagram’da nöbette… Çocukları biraz özgür bırakma taraftarıyım, onları yetişkin kuralları kurgulayıp yetişkin gibi davranış beklemek; unutturulmaya ve içine hapsedilen ve yaşanmamış çocukluklarına neden olmuyor mu? Geçen Balat’ta bu tabloyu gördüğümde bunları düşündüm ve inan kendi küçüklüğüme yolculuk ettim. Çocuklar özgür olsun ve doyasıya koşuştursunlar. ”Oğlum hava karardı hadi artık eve gel”, ”Akşama kadar topun peşinde koşturup durdunuz, daha bıkmadınız mı?”, ”Babanı da kahveden çağır da gel akşam yemeği yiyeceğiz” diye seslendiği çocuklar, şimdilerde ”haydi çocuklar bilgisayarı kapatıp elinizi yıkayın, yemek yiyeceğiz”, ”internette oyun oynamayı bırakın da biraz çıkıp yürüyüş yapalım” sözlerini duyuyor. Oyunların nasıl oynandığı konusunda bilgisi olmayan çocuklar, daha ilköğretimin ilk yıllarında başladıkları sınav maratonunu işe girene dek sürdürüp, bilgisayar oyunlarıyla zaman geçirmeyi tercih ediyor. Sırf kenarda rahat dursun ses çıkarmasın diye eline tablet ve bilgisayar tutuşturduğumuz çocuklarımız var artık ve buna çok üzülüyorum. Bu gönderiyi Instagram’da gör – biz de çocuk olduk. . . Hemen hemen birçoğumuz çocukluğumuzu, mahalle sakinlerinin yaşıtımız olan çocuklarıyla birlikte mahalle aralarında oyunlar oynayarak yaşamışızdır. Ben de aynen öyle mahallede büyüdüm. Saklambaç, misket, yakan top, kutu kutu pense, hepimizin çocukluğunda apayrı bir yer edindi ve anılar bıraktı. İlk arabam bilyelerden yaptığımdı mesela… Ayrıca oyuncak nerede? Mandalinadan arabalar, ağaç dallarından flüt, topraktan tencere tava yapardık. Şimdiki çocuklar nerden bilsin bunca şeyi! Gerçek oyunu, dostluğu, değer vermeyi ve önemsemeyi. Ne gerçek kirlenmenin ne çamura basmanın ne de yağmurda ıslanmanın anlamını biliyorlar mı? Hiç sanmam! Anneler diğer anneleri dikizler vaziyette aman yanlışını görsem de azarlasam diye instagram’da nöbette… Çocukları biraz özgür bırakma taraftarıyım, onları yetişkin kuralları kurgulayıp yetişkin gibi davranış beklemek; unutturulmaya ve içine hapsedilen ve yaşanmamış çocukluklarına neden olmuyor mu? Geçen Balat’ta bu tabloyu gördüğümde bunları düşündüm ve inan kendi küçüklüğüme yolculuk ettim. Çocuklar özgür olsun ve doyasıya koşuştursunlar. ”Oğlum hava karardı hadi artık eve gel”, ”Akşama kadar topun peşinde koşturup durdunuz, daha bıkmadınız mı?”, ”Babanı da kahveden çağır da gel akşam yemeği yiyeceğiz” diye seslendiği çocuklar, şimdilerde ”haydi çocuklar bilgisayarı kapatıp elinizi yıkayın, yemek yiyeceğiz”, ”internette oyun oynamayı bırakın da biraz çıkıp yürüyüş yapalım” sözlerini duyuyor. Oyunların nasıl oynandığı konusunda bilgisi olmayan çocuklar, daha ilköğretimin ilk yıllarında başladıkları sınav maratonunu işe girene dek sürdürüp, bilgisayar oyunlarıyla zaman geçirmeyi tercih ediyor. Sırf kenarda rahat dursun ses çıkarmasın diye eline tablet ve bilgisayar tutuşturduğumuz çocuklarımız var artık ve buna çok üzülüyorum. Onur Erol (@onurollstyle)’in paylaştığı bir gönderi (26 Kas, 2018, 10:13ös PST) #eskiçocukoyunları #eskiçocuklukgünleri #çocukluğadair #eskimahalleler #mahalleyaşamı #Eskiçocuklar #annebloggerlar #eskioyunlar #internetanneleri
- Çünkü kırmızıdır aşk… #pullandbearcommunity
Çünkü Kırmızıdır Aşk Kırmızı’yı oldum olası sevmişimdir. Ve her ne zaman kırmızı giysem bana bana çok yakıştığını söylerler. Ben de bu kredimi kullanarak fotoğraflarda görmüş olduğunuz full look’umu kırmızıdan yana seçtim. Umarım siz de söyleyenlerle aynı fikirdesinizdir? Gelelim fotoğraflara… Çekimler için İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan Balat’ı tercih ettim. Hem şehrin mistik dokusu hem de mahalle duygusunun birbiri ile örtüşeceğini düşündüm. Kadife kırmızı pantolon ve gömleğimi nerden aldığımı merak edenlere de söylim efem; hepsi Pull&Bear’den. Fotoğraflarımı ise Ayşe Ebru Yardımcı çekti. 🥰 Bu arada unutmadan instagram’dan güncel looklarıma bakmak isterseniz beni takip edin. İnstagram / @onurollstyle Bu gönderiyi Instagram’da gör – çünkü kırmızıdır aşk 🥰 . . . #pullandbearcommunity @pullandbear Onur Erol (@onurollstyle)’in paylaştığı bir gönderi (12 Kas, 2018, 8:53öö PST) #PullandBear #erkekmodainstagram #kadifepantolon #pullampbear #kadifegömlek #bullandbearcommnity #redcorduroyshit #redcorduroytrousers #erkekmodabloggerları #kadifetakım #erkekmodası
- Budapeşte -Szentendre Gezisi
Geçtiğimiz aylarda gerçekleşetirdiğim büyük avrupa durağımın üçüncü durağı Budapeşte’den herkese sevgiler. Gezi notlarımı paylaşmadan önce Budapeşte’ye dair bilmeniz gereken önemli bilgilere geçeyim. Macaristan’ın başkenti Budapeşte, aslında Buda ve Peşte adında iki ayrı bölümden oluşuyor. Tuna’nın düz olan bölümü Peşte, tepelik olan kısmı Buda. Daha çok turistik alanların olduğu yer Peşte, halkın daha çok yaşadığı yer Buda. Ama bu Buda’da turistik bir yer demek anlamına gelmesin. instagram’da beni takip edin –> @onurollstyle BUDAPEŞTE TARİHİ: Budapeşte’nin bulunduğu alandaki ilk yerleşim, M.Ö. 1. yüzyıldan önce Keltler tarafından kurulmuş. Sonrasında bu yerleşimi Romalılar ele geçirmiş ve Aquincum adını vererek Pannonia Inferior’un yönetim merkezi haline getirmiş. Bu yerleşime ait kalıntıları Eski Buda’daki açık hava müzesini ziyaret ederek inceleyebilirsiniz. 9. yüzyılda Çar Simeon’un zorlaması ile Árpád önderliğindeki Macar kabileleri ile Buda ve Peşte’de yaşayan Bulgar halk yer değiştirmek durumunda kalmış. Bu olaydan 1 yüzyıl sonraysa Macar Krallığı kurulmuş. 13. yüzyılda krallığın Tatar istilasına maruz kalması sonucunda Kral IV. Béla kentin çevresinin taş duvarlarla çevrelenmesini ve Buda Kalesi’nin inşa edilmesini emretmiş. 1361’de başkent ilan edilen kentin kültürel gücü ise Matthias Corvinus’un yönetimi zamanında, İtalyan Rönesansı’nın etkisiyle artmış. Kentte 150 yıl süren Osmanlı hâkimiyeti 1526’da başlamış. Bu dönemde kentte, bir kısmı günümüzde de kullanılan, hamamlar açılmış. Ayrıca kentin Hristiyan nüfusunda kayda değer bir azalma olmuş. Kentteki Osmanlı hâkimiyetini sonlandırmaya yönelik girişim 1686’da yapılmış. 1718’de krallıktaki Osmanlı etkisi tamamen son bulmuş. BUDAPEŞTE’DE GEZİLECEK YERLER Kentin iki yakası arasında geçiş yapılabilmesine olanak veren ilk bağlantı noktası konumundaki Zincirli Köprü, Clark Adam ve Szechenyi Istvan meydanları arasına 1840-1849 yılları arasında inşa edilmiş. Tasarımını İngiliz William Clark’ın, inşa sürecini ise İskoç Adam Clark’ın üstlendiği köprü, II. Dünya Savaşı’nda ağır hasar alınca 1949 yılına kadar süren yeniden yapım sürecine girmiş GELLERT TEPESİ Adını 1046 yılında Paganlar’a karşı mücadele ederken ölen ve kuzeydoğu yamacına defnedilen azizden alan Gellért Hill, konuklarına panoramik kent manzarasının yanı sıra tarihi öneme sahip mekânları ziyaret etme fırsatı sunuyor. Bu mekânların başında Elizabeth Köprüsü’ne bakan Aziz Gellért Anıtı geliyor. Tepede yer alan ve yakın zamanda ziyaretçilerin manzarayı rahatça izleyebileceği şekilde yenilenen kale ise 1850-1854 yılları arasında Habsburgs Hanedanı tarafından kentin kontrolünü sıkılaştırmak için inşa edilmiş. KAHRAMANLAR MEYDANI Yerel dilde adı Hösök Tere olan Kahramanlar Meydanı, Macarlar’ın Avrupa’ya gelişinin 1000. yıl dönümü anısına 1895’te inşa edilmiş. Şu anki adını ortasında bulunan Milenyum Anıtı’nın 1932 yılında tamamlanmasıyla alan meydan, açılışının yapıldığı 1896 yılından itibaren tüm resmi kutlamaların yapıldığı, kent yaşamı için önemli bir nokta haline gelmiş. Tıpkı Kahramanlar Meydanı gibi 1000 yıl kutlamaları çerçevesinde mukavva ve ahşap malzeme kullanılarak inşa edilen Vajdahunyad Kalesi, başlarda geçici bir esermiş. Ancak Romanya’daki aynı adlı kalenin bire bir kopyası olan dev boyutlu maket çok fazla ilgi görünce 1904-1908 yılları arasında şimdiki görünümünü kazandığı inşa sürecine alınmış. Çeşitli mimari tarzların tasarımında başarıyla harmanlandığı kalenin içerisinde günümüzde Avrupa’nın en büyük tarım temalı müzesi faaliyet gösteriyor. Ön tarafında deniz bisikleti kiralayarak gezebileceğiniz bir gölet bulunan ikonik yapı ayrıca her yıl Yaz Müzik Festivali’ne ve Noel Pazarı’na ev sahipliği yapıyor. Kurtosh Kuzey-Güney dizisindeki “Makarna”. Kurtosh baca veya fırın keki olarak da geçiyor. Kurtosh’un ana vatanı Transylvania olarak gösteriliyor. Tahta bir silindire sarılan hamur üzerine yoğun şeker serpiliyor. Yüzeydeki şeker eriyip parlak bir görüntü elde edilinceye kadar pişiriliyor. Böylece baca görüntüsünde dışı çıtır içi yumuşak bir kek elde ediliyor. Kurtosh’un hamuru tarçınlı, hindistan cevizli çikolatalı olmak üzere farklı baharatlar ile hazırlanıyor, üzerine ise şeker, badem veya fındık serpiliyor. Macaristan’ın önde gelen geleneksel lezzetleri arasında gösteriliyor. RESSAMLAR ŞEHRİ SZENTENDRE…. Budapeşte’ye gelmişken mutlaka zaman ayırmanızı tavsiye edeceğimiz, Budapeşte’nin merkezinden 20 kilometre uzaklıkta küçük bir şehir var: Szentendre… Szentendre, şu anda en çok sanatı ve kültürü ile ziyaretçilerin dikkatini çeken, yaklaşık 25 bin kişinin yaşadığı bir şehir. 17. yüzyılda Macar topraklarına Osmanlı akınlarının yapıldığı sırada savaştan kaçan Sırplar buraya sığınmış ve 200 yıl kadar burada yaşamışlar. Sırpların yanı sıra Hırvatlar, Slovaklar, Almanlar ve Yunanlılar da şehrin nüfusunda önemli bir yer tutuyormuş. Sonrasında şehir su baskını gibi doğal afetler nedeniyle uzunca bir süre neredeyse tamamen terk edilmiş bir halde kalmış. Ta ki, 20. yüzyılda Macar sanatçılar burayı yeniden keşfedene kadar… Szentendre’nin En’leriSzentendre’de her sokakta bambaşka rengarenk bir bina, kilise, kafe veya müze dikkatinizi çekecek. Bize göre buranın “en”leri ise şöyle: * En güzel manzara: Biraz yokuş veya merdiven çıkarak varabileceğiniz “Templom Tér -Kilise Meydanı”ndan hem şehrin kırmızı kiremit çatılarını yukarıdan görebiliyorsunuz, hem de evlerin arasından Tuna Nehri’nin ufak bir kısmını ve etrafındaki doğayı izleyebiliyorsunuz. GEZİ VİDEOMA BURADAN GÖZ ATABİLİRSİNİZ. #BUDAPEŞTEGEZİSİ #gezdikgördük #budapeşteparabirimi #macaristangezisi #budapeştegörülelecekyerler #szentendreköyügezi #budapeştegezinotları #budapeştegezirehberi
- Bodrum Cup - Bodrum Cup Sailling Race
Bu yıl 30.’su gerçekleştirilen Akdeniz’in en büyük yat yarışı olan The Bodrum Cup Yelken Yarışları sona erdi. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl yeniden o heyecanı yaşamak inanın ki benim için tarifi mümkün olmayan bir şeye dönüştü… Bir hafta boyunca teknede yarışları izlemek ve bu eşsiz yarışa şahit olmak inanın ki çok keyifliydi. Bu yıl Istanbul’dan izlemeye başladığımız yarışlar Sadece Bodrum değil yolumuzu Yunanistan’ın biricik adası Leros’a kadar uzattı. Kenan Doğulu, Levent Yüksel ve Bengü konserleri ile renklenen The Bodrum Cup bizim çılgın eğlencelerimiz ile daha da keyifliydi. Sizi oradan güzel kareler ile başbaşa bırakırken Bodrum Cup Video’muda izmenizi tavsiye ederim. Video’yu altta paylaşıyorum. Keyifli Seyirler. Onur EROL #denizsaatçioğlu #onurollstyle #bodrumcup #bodrumcup2018 #frenchos #duygugenç #kubilaysakarya #Thebodrumcup #frenchoje
- Matka Kanyonu ve Üsküp Gezisi – Makedonya Gezisi
Büyük avrupa gezimin ikinci durağı Üsküp oluyor. Üsküp’te ilk durağımız buranın en ünlü yeri ve doğa harikası olan yeri Matka Kanyonu oluyor. Biz buraya kendi otobüsümüzle geldik fakat akşam saatlerine kadar şehir merkezinden buraya otobüs seferleri oluyor. Öncelikle Kanyon’un çevresindeki uzun yürüyüş yolunda mükemmel manzara eşliğinde yürüyorum ardından ise Baraj gölünde güzel bir tekne gezisi ile bu eşsiz manzaranın keyfini sürüyorum. Matka Kanyon’unda gün geçirmek isterseniz burada konaklayabile eğiniz yerlerde mevcut ayrıca gölün çevresinde restoran ve kafelerde oturup hem yorgunluğunuzu atabilir hemde buranın tadını bir kadeh şarap eşliğinde çıkarabilirsiniz. Yutube Videomu ise BURADAN izleyebilirsiniz. Gezim boyunca tüm fotoğraflarımı elimde görmüş olduğunuz HTC U12+ ile çektim. 6 inc büyüklüğündeki. Yeni HTC U12+, Edge Sense 2 ile milyonlarca uygulamaya hem kolayca ulaştım hem de harika fotoğraf ve videlar çektim. Akşam saatlerinde Üsküp’e varıyoruz. Bolca ışıklar içerisinde Üsküp bizi karşılıyor. İlk olarak gözüme Vardar Nehri üzerinde duran Korsan gemileri çarpıyor. Bu gemiler hem otel hem de restoran olarak faaliyet gösteriyor. Nehri geçip şehri turlamaya devam ediyorum. Bolca ışıklandırılmış köprüler ve heykeller karşılıyor önce bizi. Köprüleri geçerek eski çarşı sokaklarına giriyoruz. Eski mahalleye bildiğimiz Türk kültürü hakim hatta yemeklere kadar ve hemen hemen herkes burada Türkçe konuşuyordu. Buranın meşhur köftesini yoğurdu ile beraber yeyip yolumu bir sonraki durağım olacak Budapeşte’ye doğru uzatıyorum. #Skopje #matkakanyonugezisi #balkanlar #matkacanyon #üsküpgezinotları #üsküpmakedonyagezisi #avrupaturu #gezimanya #balkanturu #nereyegitsek
- MBFWI SS/19 DAY 4
Herkese merhaba, Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul Moda Haftası’nın dördüncü yani son look postu ile karşınızdayım. Üzerimde görmüş olduğunuz kombinim gene Emre Erdemoğlu Aysel koleksiyonundan ve ayakkabılar da dahil. Gözlüklerim ise 70’lerdeb kalma gerçek vintage 🙂 Umarım Moda haftası boyunca giymiş olduğum tüm looklarımı beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz bununla alakalı insatgram hesabım @onurollstyle ‘dan bana yazabilirsiniz. Hepinize güzel günler dilerim. Onur Erol #onurollstyle #influencer #modahaftası #emreerdemoğlu #fashionweek #MBFWİ #streetstyle #istanbulmoda
- İstanbul Moda Haftası DAY 3
Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un 3. kombini ile karşınızdayım. Moda haftasının 3. gününde gene Emre Erdemoğlu Aysel Koleksiyonundan bir ceket giydim. Kombinimi ise kısa deri pantonon ile tamamladım. Bu arada üzerimdeki ceketi geçen sene sanırsam harbiye konserinde Kenan Doğulu giymişti 😉 Ceket: Emre Erdemoğlu Deri Pantalon : Les Benjamins Ayakkabı: Premiata #onurollstyle #kenandoğuluceket #fashionweekstreetstyle #streetfashion #emreerdemoğlu #lookbook #MBFWİ #İSTANBULMODAHAFTASI #streetstyle #fashionblogger
- İstanbul Moda Haftası DAY 2
Herkese tekrardan merhaba, Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul ikinci kombinim ile karşınızdayım. Moda haftasının İkinci gününde ise sevgili Hatice Gökçe’den giyindim. 80’li yılların modası ile harmanlanan kombinimi umarım sevmişsinizdir. Ceket – Pantolon : Hatice Gökçe Ayakkabı : Hogan Fotoğraf Kadir Avşar #fashionweekistanbul #streetstylefashionweek #streetstylemen #MBFW #MBFWİ #İSTANBULMODAHAFTASI #streetstyle #HaticeGökçe
- İstanbul MOda Haftası DAY 1
Herkese tekrardan bir moda haftasını daha geride bıraktık. . . Her yıl olduğu gibi bu yılda yine özenerek hazırlandım. Gün içinde defilelere koştururken şıklığımıdan da ödün vermek istemem bir blogger olarak öyle değil mi? 🙂 Bir önceki postumda MBFWİ defilelerine ve genel olarak görüşlerime yer verdim LİNK‘i buraya burakıyorum okuyabilirsiz. Gelelim moda haftasının ilk günü ne giydiğime… Geçen yıl dil okulu için Roma’da olduğumdan dolayı en çok üzülmüş olduğum sevgili Emre Erdemoğlu’nun Aysel koleksiyonunun defilesine katılamamaktı. Koleksiyon tamamen Aysel Gürel’i anlatıyordu ve nasıl içim gitmişti bunu anlatamam. Ve bu yüzden bu yıl ki moda dolu haftada ilk kombinimi gidemediğim defilenin bir look’u ile açtım. İnstagram’dan aldığım geri bildirimler ile çok beğenilmiş. Peki siz de beğendiniz mi? Bu gönderiyi Instagram’da gör – hello #mbfwi . . . Moda dolu bir haftaya canım @emreerdemoglu ‘nun Aysel’i başladım. Dolu dolu moda haftası ile detaylar ise hikayelerde sizi bekler. Onur Erol (@onurollstyle)’in paylaştığı bir gönderi (11 Eyl, 2018, 8:12öö PDT) #onurollstyle #mbfwieylül #mbfwiss19 #fashionweekday1 #emreerdemoğluayselgürel #MBFWİ #istanbulmıdahaftası #mbfwlook1
- Moda dolu haftanın ardından - İstanbul Moda Haftası
Herkese tatlı bir o kadar koşuşturmalı ve moda dolu haftanın ardından merhaba! Geçtiğimiz hafta 12. si düzenlenen Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul ile moda dolu günler yaşadık. Birbirinden değerli tasarımcıların yeni koleksiyonlarını keşfe çıkıp moda dolu alandan bunları öncelikle instagram hikayelerimizde paylaştık ve eskiden olduğu gibi sıra post yazmaya geldi… Doğal olarak ; geçen moda dolu günlerin ardından neler düşündüğümü burada kaleme almak istedim. İzlemiş olduğum defileleri ve istanbul moda haftası hakkındaki görüşlerimi yani… 2010 yılından bugüne kadar, yani blog yaşantım başladığından beri , bir moda bloggerı olarak ben de moda haftalarına gerek Türkiye gerek ise Yurtdışında da katılmaya özen gösterenlerden biriyim. Bu, yaptığımız işin bir parçası ve tabii ki ; bu gibi organizasyonlarda da gerek duruşumuz gerek ise düşüncelerimiz ve kaleme aldıklarımızla bunu kitlelere ulaştırmamız gerekiyor. Kısaca; tasarımcıları desteklemek ve koleksiyonları yerinde ve zamanında inceleyip paylaşmak işimizin bir parçası… Bir blogger olarak beklentim, benim gibi moda ile ilgili blog yazarlarının daha çok katılım sağlaması ve hep bir ağızdan “Istanbul’da Modaya dair bir şeyler oluyor” söylemlerini dile getirebilmek diyebilirim. Ama yıllar geçtikçe beraber yol aldığımız bir çok blogger ve moda yazarı arkadaşlarımı moda haftasında göremiyorum. Veyahut bir kaçı sadece defilelere bile katılmadan sadece alan önünde fotoğrafını çektirip kayboluyor. Nedeni nedir acaba merak etmiyor değilim. Yukarıda da belirttiğim gibi uzun zamandır blog yazarıyım ve her şart ve koşulda ne olursa olsun kaçırmamam gereken etkinlikler ve organizasyonlar oluyor. Aynen Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul gibi… Özelikle yurtdışında görmüş olduğum o tabloları Istanbul’da da görmeyi arzuluyorum.. Hoşgörü çerçevesinde, çoşkulu, rengarenk bir tablo… Tabii bizdeki ego ! orada yok tabii orası ayrı 🙂 Bu ne anlama geliyor biraz açayım. İnanın ki yurtdışında bir çok blogger / influencer tanıdım ve buradaki ben kimim edasını hiç birinde görmedim desem yeridir. Burada instagram’a üye olan ve biraz takipçisi olan kendini dünya starı sanıyor olmalarından cidden sıkıldım. Herkesin, herşeyin ve dünyanın onların etrafında döndüğü sanrısındalar o ayrı mevzu! Yani moda haftasında ön sıra kavgası gibi… Yahu önde otursan n’olcak bir arkada otursan n’olcak? Gelelim organizasyona. .. Öncelikle şunu belirtmek isterim böyle koca bir etkinliği düzenlemek ve sisteme oturtmak hiç kolay olmadığının farkındayım. Öncelikle tüm emeği geçen herkese teşekkür ederim. Fakat şimdiye kadar görmüş ve yaşamış olduğumuz aksaklıkların birşeylerin son dakikaya alınması ile ilgili olabilir diye düşünüyorum. Ufak tefek aksaklıklara tabii ki göz yumulur fakat süregelen ve tekrar edenler var ise düzeltilmesi gerekir diye düşünüyorum. Defilelerin geç başlaması tüm planları bozuyor! Tüm gün alanda olmak ve defilelere katılmak özellikle Zorlu gibi bir alanda yapılıyorsa hiç de kolay değil bizim açımızdan. Bir defilenin geç başlaması bir sonrakini ve ondan sonrakini de tetiklediği için gece yarısına kadar orada kalmak inanın ki çok kötü. Ayrıca her defasında bir sonraki show’a yetişmek ve girmek için sürekli 3-4 kat çıkıp tekrardan bilet sırasına girmek gerçekten bizim için yorucu bir işti. Bunu bir şekilde çözmek gerekiyor. Çözüm ; davetiyeleri posta yoluyla yollamak veya başka bir çözüm bularak mı gerçekleşir bilemem? Bizim açımızdan yaşanan başka bir sorun ise; Tekrarlanan günler içerisinde Davetliler, Yazarlar ve Bloggerlar yani bizler Mercedes-Benz Lounge alanında bekliyor orada sohbet ediyor ve sonraki defile için hep beraber adım atıyoruz. Bir nevi orası bizim buluşma alanımız. Bu çok güzel bir şey fakat yaşanan bileklik sıkıntısını da söylemek gerek! Blog yazarı topu topu toplasan 10 kişi değildik ama 4 gün boyunca buna çözüm bulanamadı! Her gün hazırlanıp günlük gireceğim defileleri son derece güzel enerji ile başlamam gerekirken acaba bileklik sıkıntısı çözüme ulaştımı diye düşündük durduk. Özellikle Mercedes-Benz fashion week ekibinin ve Lappart’ın bu duruma el atması ve stant sorumlularına önceden hazırlanmış davetli listesi vermeleri bileklik sıkıntısına bir çözüm olabilir. Bu ufak tefek aksaklıklara rağmen, bir moda haftasını geride bıraktık:) Emeği geçen; Mercedes-Benz Fashion Week ekibi, Istanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği L’appart Pr İstanbul İletişim Kırmızı Pr Golin İstanbul’a teşekkür ediyorum ve önümüzdeki yıl gerçekleşecek orgazisyonları sabırsızlıkla bekliyor olacağım… Moda Haftası Girmiş Olduğum Defileler… DB X BERDAN Her geçen yıl DB BERDAN’ı yeni koleksiyonunu ve sahne şovunu sabırsızlıkla bekleyenlerdenim.. 2019 İlkbahar -Yaz Koleksiyonunda DB BERDAN Reebok Classic ile işbirliği yaparak 90’ların dinamik ritmini tuttu. Özelikle koleksiyonun ilham kaynağı ise Türk tanrısı intersex Umay Ana. Hem aşk tanrıçası hem de Savaş tanrısı. Ceren Ocak İpek ve deri koleksiyonların hakimiyet sağladığı koleksiyondaki renkler işte tam benlik diyebileceğim cinsten. Ceren Ocak ilkbahar – Yaz koleksiyonunun konusu ise 1936 ile 1939 yılları arasında gerçekleşeb İspanyol iç savaşıydı… Koleksiyonun sloganı ise bu savaşta devrimcilerin attığı slogan ile aynı! “No Parasan” yani Geçiş Yok. Gökhan Yavaş 2016 Koza Genç Moda yarışmasından hatırlıyorum Gökhan Yavaş’ı … O günden belliydi ışığı ve bu sefer Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’da ikinci kez karşımızda. Koleksiyonu izlerken özellikle kendimi Meksika yolculuğunda hissettim. Kullanılan aksesuarlarda bunu tamamlayacak nitelikteydi. Bunun dışında canlı renkler bu sene bizi bekliyor der gibiydi! Özlem Süer Özlem Süer SS 19 koleksiyonunda orkideler ile örülmüş saçlar haricinde herşeyi sevdim desem yeridir. Çiçekli kumaşlar, tüller ile romantik dokunuşlara sahip koleksiyon ve ilkbahar yaz olmasına rağmen koleksiyon tüm mevsim geçişlerini bir anda yaşattıyordu. NEW GEN – IMA Mercedes-benz Fashion Week İstanbul’da en sevdiğim ve her defasında büyülendiğim koleksiyonlar mutlaka New Gen İMA’dan çıkıyor. Yaratıcılık, zeka ve başarı hepsi bir arada! Hani isterdim ki moda haftasında hep böyle sınırları zorlayan ileri gören ve kalıpların dışına çıkan koleksiyonları görelim. IMa 2017 – 2018 mezunlarından tam 12 genç tasarımcının toplam 60 tasarımını izlerken büyülenmedim değil. Her birinizi tek tek tebrik ederim harikaydınız. Bahar Yavuz, Begüm Kıran, Berk Gümüşterazili, Candan Tulga, Gökçe Kömürcü, Mertcan Öztekin, Muhammed İloğlu, Nazlıcan Karahan, Nikta Afshar, Sümeyye Başbuğu, Şebnur Günay, Şule Gül Giray Sepin Moda haftasının en sakinleştici koleksiyonu ile tanıştırayım sizi… Giray Sepin 2019 ilkbahar-yaz koleksiyonu hem göze hem de ruha hitap edecek şekildeydi. Tüm doğal renklerin kumaşlarla birleştiği ve Sakinleme hikayesi olan Non-Self koleksiyonunu izlerken inanın ki içsel yolculuğa çıkmadım değil. Tuba Ergin Girl On Power 2018 koleksiyonunda Dayanıklı ama barışçıl, güçlü ama kırılgan kadın kahramanların zıtlıkları Tuba Ergin’nin koleksiyonun ilham kaynağı. Koleksiyonda ağırlıklı olarak Bordo, gri ve Koyu yeşil tonları ön plandaydı.. Brand Who Brand Who’nun yeni koleksiyonun adı Sunseeker. Modern, şık ve rahat parçalara hakim. Günün her saatinde giyebileceğiniz parçalar sahip olan koleksiyonda özellikle hakiler ön plandaydı. Ayrıca baskı olarak kullanılan palmiyeli t-shirt ve sweatshirtlere bayıldım. Günçil Çengel Günçil Çengel 15 looktan oluşan koleksiyonunda işlemeleriyle vintage havalar estirirken kesimi ile alışmış olduğumuz Gülçin Çengel havası sunuyor. MIIN by Kadir Kılıç Aksesuarlarına bayıldığım başka bir defile ise MIIN by Kadir Kılıç idi… Özellikle beyazların hakim olduğu koleksiyonda hemen hemen tüm parçalar salaş. Bol bağlamalı ve üstüste geçirmeli looklara eşlik eden ve en dikkatimi çeken ise nazar boncuğu cam ve diğer tüm aksesuarlardı. #dbberdan #GiraySepin #Brandwho #Mbfwi2018 #günçilçengel #istanbulmodahaftasımbfwi #modahaftası #mbfwi2018eylül #modahaftasıdefileler #İSTANBULMODAHAFTASI #mercedesbenzfashionweek















