Boş arama ile bulunan sonuçlar
- NOVEMBER IN ISTANBUL
Hepinize merhaba, İstanbul’da soğuk geçen ekim ayının tam tersi gibi Kasım… Havanın daha soğumasını beklerken bir bakıyorsunuz bahardan kalma günlük güneşlik bir hava ile karşılaşıyorsunuz. Bu yüzden ben de normal olarak ne giyeceğimizi tam olarak bilemiyoruz. Her an değişen havaya uyum sağlamak hem üşümemek hem de sıcaktan bunalmamak için doğru kombinlemeyi elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum. Bu postumdaki kombin de tam da bu garip İstanbul havasına hitap ediyor. İçinde kısa kollu örme triko, altında gri – yeşil tonlarının hakim olduğu pantolunum, üstümde ise mevsime meyadan okuyan en büyük yardımcım taba renkli kabanım. Burada stilimi tamamlayan detaylar ise şüphesiz ayakkabım ve ayakkabıya eşlik eden zıt renkli yeşil çoraplarım. Umarım siz de bu kombinimi beğenmişsinizdir. Bu arada ben de yoğun olarak SnapChat’teyim! takip etmek isterseniz Onurollstyle yazmanız yeterli! Gözlük: BLINDE Kaban &Pantolon: ALTINYILDIZ Triko: ZARA Ayakkabı: Munich Çorap: Cos Clutch : BEGART Photography ANNAHITA NAJARI #onurollstyle #sokakmodası #menfashion #COS #istanbul #erkekmodablogger #zara #lookbook #altınyıldız #MUNICH #MERCEDES #MODABLOGGERLARI
- School Boy – Serdar Uzuntas Collection
İlkbahar- Yaz Erkek koleksiyonları yavaş yavaş gündeme çıktığı şu günlerde keyiften uçacak gibiyim! Fit kesimler astarsız ceketler, kısa pantolanlar ve bermudalar erkeklerde bu yaz çok trend olacak gibi… Renklerde ise gri ve mavi tonlarını ayrıca jean görünümlü detaylar ise öne çıkanlar arasında! Londra Moda Haftası’nda erkek tasarımlarını sergileyen ilk Türk olan Serdar Uzuntaş’ın bu yaz için hazırlamış olduğu “SCOOL BOYS” teması bahsettiğim koleksiyonla birebir örtüşüyor, İngiliz kolejlerinden esinlenerek hazırlanan tasarımlar tabii ki koleksiyonun adını da oluşturuyor. Serdar Uzuntaş’ın koleksiyonlarını… DOLCE & GABANA’nın Milano’daki mağazası SPIGA2 2 WOLF&BADGER Dover street Londra’da BEYMEN BLENDER Nişantaşı İstanbul’da bulabilirsiniz:) Collections: www.serdaruzuntas.com @SerdarUzuntas Photography: Ayşe Ebru Yardımcı @ayebyar Styling: Meriç Küçük @maritsanbul www.maritsa.co Shoes: Fabrika Mekan: Patika Kitabevi Abdi İpekçi Cad. Milli Reasürans Pasaji, 43/57 G Blok, Teşvikiye, 34367 Istanbul, Turkey #2012schoolboyscollections #dolceandgabbana #shoolboys #outfit #serdaruzuntaşlondon #beymenblender #ayebyar #serdaruzuntas #serdaruzuntaşcollections #fabrika
- Kapadokya Tatili: Göreme Şehir turu
Nevşehir’e vardığımız anda başladı içimizdeki huzur… İki gün tatil neye yeter diye düşünmeye bile fırsatımız olmaksızın otele vardığımızda ilk olarak muhteşem manzarayı altımıza alıp iyi bir kahvaltıdan sonra daldık Göreme sokak aralarına… Tarihin bize yansıyan tarafını keşfederken büyülenmemek elde değildi attığım her adımda yaşanmışlığın izlerini sürerken başladı içimdeki yolculuk burada! İlk olarak kısa bir Göreme şehir turu ardından Açık Hava Müzesine çevirdik rotayı.. M.S. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmış burada. Hemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları var. Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir. Kiliseler, 2 tür teknikle boyandığını öğreniyorum sonra. Birincisi, doğrudan doğruya kaya yüzeyi düzeltilerek üzerine yapılan boyama; ikincisi ise, kaya üzerine yapılan secco (tempera) ve fresko tekniği ile yapılan boyama tekniği. Kilisede işlenen konular İncil ve Hz. İsa’nın hayatından alınmıştır. Müze’de, Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır. Cardian / H&M Shirt & Pants & Bag / ZARA Shoes / ALDO #OPENAIRMUSEUM #KAPADOKYAŞEHİRTURU #travel #GÖREME #CAPPADOCIACITYTOUR #AÇIKHAVAMÜZESİ
- Hayallerimin şehri Roma!
Hayallerimin şehri Roma! Hepinizi içtenliğim, sevincim ve mutluluğumla selamlıyorum… Roma’yı tüm sevdam ile anlatacağım. Belkide büyük bir aşk hikayesi gibi okuyacaksınız kim bilir. İçinde kaybolduğum, her şeyini kaybettiğim, sonra ezberim olan şehri satır satır anlatıyorum. Her şey bundan 5 yıl önce başladı ilk yolculuk, ilk heyecanla çıkmıştım yola, içimde bir eksiği tamamlama umuduyla belkide… İşte tam da öyle oldu. 2010 yılının serin ekim ayı saatin 3 ’üydü Fiumicino hava alanına indiğimde, Blog sayfalarından okudularım ve şehrin bariz haritasıydı bir tek elimde olan. En fazla bildiğim ise bir tren ile şehrin göbeğindeki book ettiğim ucuz bir otel adresi bir de… Zamanı doldurup, sabahın ilk ışığında şehrin göbeğine Termini İstasyonuna beni götürecek treni beklemekten başka bir derdim yoktu. Hava alanında bulduğum bir cafeye girip buz gibi bir bira alıyorum ve valizimi sandalyemin bir köşesine yerleştirip heyecanla beklemeye koyuluyorum. Zaman hızla akıyor, gün yüzünü göstermeye başlıyor. Yerimden kalkıp tren istasyonuna doğru ilerliyorum ve sonrası şehri hızla yarıp gecen tren ve ben…. Otele hızla yerleşiyorum. Ucuz ama şükürler olsun ki kirli değil sadece bir sorun var! Duş ve tuvalet ortak kullanım. Her neyse kaç gün kalacağım ki ve odada ne kadar zaman geçireceğim ki sorusunu kendime sorum rahatalamaya başlıyorum. Otel resepsiyonundan aldığım şehir haritasını inceleyip gidilmesi gereken yerlere tik atıyorum ve başlıyorum saatlerce sürecek bir yürüme maratonuna… Her defasında metro ’ya biniyorum. otobüs kullanıyorum. Termini’den Aşk Çeşmesi, Kolezyum ve Vatikan’a gitmek bu kadar zor olmamalı diye düşünürken 3 saatim yollarda geçiyor dahası hem yorulmuş hem de şehrin güzelliğinden mimlenmiş ruhum oluyor…. Yukarda anlattıklarıma eş olarak ilk Roma seyahatimin 2. gününde her şeyini bir hırsıza kaptırıp sefil bir hale düşsemde tatilimi orada sonlandırmayıp Floransa’ya uzatıyorum yolumu… Roma’dan nefret etmiştim bir kere tüm nakit param, telefonum ve bilgisayarım bir çanta içinde gitmişti ne de olsa… Floransa’ya vardığımda yine gecenin bir yarısıydı beni tiren istasyonunda karşılayacağını söyleyen bir arkadaşım gecenin bir yarısı sarhoş olup beni unutacağını bilemezdim tabii ki, Sanırsam İtalya’dan uzaklaşmam ve ülkeme İstanbul’a dönmek iyi gelecekti! Ah derin bir özlemle Boğaz köprüsünü özlüyorum… Her neyse bizim kızdan hala haber yoktu cidden bir tren istasyonunda ve lanet olası bir ülkede tek başına çaresiz kalmıştım. Gittiğim tüm otellerde yer yok üstelik! Yine bir bilet aldım ve Roma’ya geri döndüm. Bu kez biraz daha paraya kıyıp daha iyi bir otelin kapısını çaldım. Herşey Yolunda! Kocaman otel odasında neredeyse dans eddecek durumdaydım. Bir önceki daracık tek yataklı ve üstelik tuvaleti olmayan bir otelden sonra burası bana saray gibi gelmişti.. Az çok bildiğim şehirde artık metroyu kullanmamaya başladım. Her yer ne kadar yakınmış! Şehri 3- 5 adımda talan ediyor. Yeni arkadaşlar buluyor çok ama çok eğlenmeye başlıyordum. Hatta o kadar eğleniyordum ki herşeyini kaybetmiş olan ben miyim diye bir bakıyordum… Roma’ya seyahatim 2010 yılından sonra seyahatlerim daha da çoğaldı. Her sene gitmediğimde özlediğim bir şehre dönüştü ve o gün bugündür beni benden alan bir aşka dönüştü. Her gittiğimde kendimi bulduğum bir yer haline geldi. İtalya benim için bambaşka ama Roma daha başka! En son Milano moda haftası sonunda 2 günde olsa uğradım Roma’ya her şey 6 ay önce bıraktığım yerden devam ediyordu… Gittiğim barda ( Coming Out ) Pasquale duruyor, Claudia yine sokakta erkeklerle dans edip laf atıyor, gelen turistler ortalığı kesiyor bense Kolezyum’a karşı şarabımı yudumluyordum. Otelim özellikle 2010 yılından sonraki tecrubemden dolayı Via Nazionale’de oluyor. 10 dakikada Aşk Çeşmesi’ne Kolezyum’a ve Piazza Navona’ya ulaşabiliyordum gündüzleri mutlaka Angelina di Trevi’de kahve içmek, akşamları ise yemekten sonra mutlaka Ai Tre Scalini’de bir şeyler atıştırmak Romalı olmak demekti benim için… Öyle herkesin bildiği, turistlik mekanları çok tercih etmem benim Roma’mda! Şehrin sokak aralarında mümkünse sakin ve kalabalıktan uzak olmalı… Bir şarkı mırıldanmalısın tarihi altüst eden sokak aralarını geçerken, sokakta gördüğün herkese bir “ciao” demelisin! Gündüzleri pencerini açıp “buongiorno” demek lazım Roma’ya… İşte bu kadarla bitmiyor tabii ki… daha çok yazmak isterim ama bu kitaplaşacak bir hikayenin bir ön sözü olur sadece 🙂 Hepinize sevgilerimle, Hikayenin devamı olur ya bir gün yine daha ince detaylarla yazılır belki! #romarestoran #TATİL #tren #italyatatil #romatatili #trevi #romagezi #romacafe #VATİKAN #kolezyum #Romadanereyegidilir #romatren
- İstanbul Fashion Week - DAY 3
Hello my friends! My third outfit up on the blog for the Mercedes Benz Fashion Week Istanbul FW15! I’m wearing trench coat and blazer by Altinyildiz, coat and sleeve Koton, shoes by Inci, hand bag by Pull&Bear, sunglasses by Italia Independent photographers Levent Kulu Mert Ceylan #STREETFASHION #onurollstyle #istanbulsokakmodası #onurerol #outfit #istanbul #menfashionblogger #erkekmodabloggerları #MBFWIDAY3
- İstanbul Fashion Week: #MBFWI DAY 2
As the fashion week goes on at full speed, I told you about how I pay attention to appear with a different combination and style by using this opportunity. In the second day of Mercedes Benz Fashion Week, I exaggerated this alteration and I combined the tuxedo, which you used to see with a tailcoat, with jeans and casual clothes. Moda haftası tüm hızıyla devam ederken bu fırsattan yararlanıp değişik kombin ve stille karşınızda olmaya özen gösterdiğimden size bahsetmiştim. Mercedes Benz Fashion Week’in 2. gününde bu değişikliği abartıp smokin üzerinde alışık olduğumuz frak’ı jean pantolan ve tamamen gündelik bir kıyafet ile kombinledim. Bluz / Blouse ZARA Clutch & Bileklik / Clutch & Wristlet BEGART Frak / Tailcoat ELENİ CİHANGİR Pantolon / Trousers: ZARA Ayakkabı / Shoes KOTON Photograpy by İLKAY KAYA CODE NAME: WE ARE AT HOME! Me, TAN TAŞÇI who is one of the most powerful male vocals in Turkey, model Ufuk Değer and my blogger friend Serap talked about fashion from Deha Bilimlier’s house, which is Turkey’s first online talk show via www.paylas.comthat is broadcasted every second Tuesday night of the month. We had quite fun and I’m sharing a video from the first episode here for those who missed. I might also be there for the next show. Don’t miss it! Kod Adı Evdeyiz! Her ayın ikinci Salı gecesi Deha Bilimlier’in evinden,www.paylas.com üzerinden canlı yayınlanan Türkiye’nin ilk online talk showunda ben ve benim dışımda güçlü erkek seslerinden TAN TAŞÇI model Ufuk Değer, blogger arkadaşım SeraplaModa konuktuk, biz orada çok eğlenceli vakit geçirdik ve kaçıranlar için ilk bölümden bir videoyu burada paylaşıyorum. Bir sonraki yayında orada olabilirim. Kaçırmayın! #MBFWİDAY2 #begart #istanbulfashionweek2013 #KODADIEVDEYİZVİDEO #outfit #TANTAŞÇI #DEHAVİDEO #TANVİDEO #ELENİCİHANGİR #KODAADIEVDEYİZ #MBFWİ
- Fransa Tatili: Nice – 1. Gün
Hepinize tekrardan merhaba, bu aralar çok fazla seyahat yaptığım doğrudur! Hatta moda bloggerlığından vazgeçip bir an kendimi seyahat ve yaşam bloggerlığına adım atar gibi görsem de moda hep devam edecek bilgisini öncelikle size vermek isterim. Geçtiğmiz günlerdeki rotam Fransa’nın Cote d’Azur bölgesiydi… Beni sosyal mecralardan takip edenler özellikle instagram’dan takip edenler biliyor ki harika bir tatil geçirdim. Özellikle tatil boyunca yanımda olan sevgili arkadaşım Deniz Saatçioğlu’un, benim yine yurtdışında olmam dolayısı ile tüm gideceğimiz noktaları önceden belirlemiş olması harikaydı! Bir haftalık tatil boyunca hemen heme her gün kilometrelerce yürüdük, yorulduğumuz noktada kendimizi denize attık, bir çok köy kasaba gezdik ve birikmiş koskoca anılarla döndük. Bu yüzden blog yazısını bir çok bölgeyi ayırarak gün ve gün yazmak niyetindeyim umarım bizim yaşadığımız kadar okumaktan keyif alırsınız. Nice’de ilk günümüz varışımız öğleden sonraya denk geldiği için o günü biraz keşif ve güzel bir yemek eşliğinde geçirme niyetindeydik. Otel odasına (Merkeze cok yakin, Jean Medecin uzerindeki Hotel Univers) valizlerimizi bırakıp kısa bir hazırlama sonrasında kendimizi sokağa attık. Gittiğimiz gün hemen hemen her yer kapalı olmasını ilk olarak anlamadık. hafta içi üstelik öğleden sonraki saat diliminde bu manzara bizi biraz korkutsa da 14 Temmuz, Bastille Day diye bilinen, Fransiz’ların ulusal bayram günü olduğunu öğreniyoruz. Bahsettiğim gibi açık dükkan bulmak zor desemde ortalık maşer alanı gibi kalabalıktan geçilmiyordu! Tüö caddeler, sokaklar, plajlar, restoranlar doluydu. Biraz şehri dolaşıp zar zor yemek yiyecek bir yer bulduk. Tesadüfen bulduğumuz A L’ecurie adında şirin mi şirin bir cafeydi. Rastgele sokakta bulmamıza rağmen yemekleri harikaydı! Hatta şunun altını çizmek isterim ki alakart olarak menü seçmedik tüm Cote D’Azur bölgesinde menü içerisinde fix menüler mevcut bunun içinde tatlı olan veya olmayan olarak ikiye ayrılıyor. Bu şekilde istediğinizi seçip daha ucuza güzel bir yemek yeme şansınız doğabiliyor. Gelelim genel olarak Nice havasına.. Nice’de yapılanma oldukça eski sokak aralarında geçerken kendinizi bir an olsun İtalya’daymış gibi hissede biliyorsunuz. Gerçi sokakta o kadar İtalyana rastladık ki ben şahsen kendimi Roma’da hissettim desem yeridir. Bunun dışında normal olarak tüm kafeler ve restoranlar akşam saat 10’da kapatıyor bu yüzden yemeğinizi en geç saat 82de yemekte fayda var. Yemek sonrası biraz yürüyüş için sahile indik. Sahil o akşam tıklım tıklımdı bir sonraki akşamlarda o kalabalığı göremecektik tabii ki … Bir şişe şarap eşliğinde sahilde otururken tanıştığımız birkaç kişi tarafından gece kulübü önerisi ile gecemizi G-Bar’da devam ettirdik. Bara gittiğimizde burada eğlenemeyeceğimizi düşünsek bile sonraki gecelerde bile müdavimi olduk diyebilirim. Gerçekten hem ben hem de Deniz’in çok eğlendiğine şahit oldum diyebilirim. Şimdilik bu satırları noktalarken Nice’de 2. günü yazmak için ben sabırsızım. Görüşmek üzere :)) Bu arada unutmadan instagram’dan daha fazla tatil fotoğrafına #onurollstyleontheway hashtag’i ile oluşabilirsiniz. #cntraveller #onurollstyleontheway #Nicefransa #Nicetatil #travel #holiday #Nice #CotedAzur #Nicegezi #contenasttraveller
- TUBA ERGIN LOOK
Herkese merhaba, bildiğiniz üzere İstanbul Moda Haftası iptal olmuştu! İptal olan Moda Haftası kapsamından sonra bir çok tasarımcı da defilelerini Mervedes Benz Fashion Week’e bağlı olmadan kendilerinin yapacağından bir önceki postlarımda söylemiştim. Evet işte! O heyecanla beklenen defilelerin tarihleri belli olmaya başladı ve ilk 16 Kasım günü sevgili Tuba ERGİN’nin defilesinin haberini size vermek isterim. Defile günü yani Pazartesi sevgili Tuba Ergin’den muhakkak bir şey giyip orada olacağım fakat öncesinde de bu keyifli haberi size vermek için yine Tuba Ergin koleksiyonu ile karşınızda olmak istedim. Umarım bu kombinimi beğenmişsinizdir. combi: Tuba Ergin shoes: Munich If you like, leave a comment below… Yorumlarınızı yazmaktan lütfen çekinmeyin! Facebook / Twitter / Instagram PHOTOGRAPHY SARPER KESİM #onurollstyle #sokakmodası #erkekblogger #TUBAERGİNDEFİLE #erkekmodablog #BLOGGERONUREROL #lookbook #TUBAERGİN #STREETSTYLE #erkekmodabloggerları #erkekmodası
- İşte size Bodrum Bodrum…
Hepinize tekrardan merhaba, geçtiğimiz hafta bloggerları takip edenler bilecek ki sevgili arkadaşım Meriç Küçük yani nam-ı diğer Maritsa’nın düğün merasimi için Bodrum’daydım…. Düğün nasıl geçti diye merak edenler için sadece şunu söylemem gerekiyor hayatımda gördüğüm en güzel gelin ve düğündü desem kafidir heralde! Düğün bahanesi ile ben de hem Yalıkavak hem de Bodrum’un şöyle bir tadını çıkardım yeridir. Orada geçirmi olduğum 2 gün içerisinde kadrajıma yakalanan bazı kareleri sizinle burada paylaşmak istiyorum. Hani özleyenler olur belli mi olur… İşte size Bodrum Bodrum… #bodrum #yalıkavakmarina #TATİL #maritsa #bodrumtatil #düğün #meriçküçük #borumdüğün #bodrumkale #yalıkavak
- CHEERS with DISARONNO
Hello everyone! I was at drink sponsor for pitti uomo, kings of the liqueurs Disaronno! Disaronno is an Amaretto, and is perhaps one of the oldest liqueurs in the world – first made in 1525 in Italy. With its unique and unmistakable flavour, Disaronno is the most widely enjoyed Italian liqueur in the world. Disaronno represents all the distinctive characteristics of the “Made in Italy” label: personality, style and creativity. Thanks to its intense, full-bodied and captivating aroma, Disaronno is the ideal drink for every occasion. The world’s best selling Italian Liqueur! The name Disaronno means ‘from Saronno’, the region in Italy where it was first produced. The story of the how Disaronno came to be made is one of those beautifully passionate tales of true love and heartbreak that could only have taken place in Italy. Back in 1525, a wealthy businessman commissioned a young painter from Leonardo da Vinci’s school to paint a fresco of the Madonna. The young painter’s first task was to find a beautiful model with all the poise, passion and pathos of the Madonna. After weeks of searching, the young painter finally found the perfect model. The young woman and the painter spent many months together and eventually fell deeply and passionately in love. The young woman created a sweet almond-flavoured liqueur which she presented to her lover as a gift of her everlasting love. The painting can still be viewed in the chapel of Sante Maria delle Grazie in Saronno. Amaretto is the first time that would come out. Literally “a little bitter” means. Amaretto also often used alone or in various cocktails. When smoking alone, can be cold days with coffee on demand at room temperature. In summer, ice, but my advice is mixed with Disaronno Sour Mix 2 to drink with ice.. ***** Herkese selam! Bildiğiniz üzere Pitti Uomo’da içki sponsorum likörlerin (ameretto ) kralı olarak bilinen Disaronoydu..Kökeni 1500’lü yıllara kadar geri gider. Efsaneye göre, Rönesans sanatçılarından Bernadino Luini 1525 yılında Milan’ın kuzeybatısında yer alan Saronno kasabasına gelir. Santa Maria della Grazie kilisesine bir fresk yapacak olan Luini, kaldığı hanı işleten ve kendisine modellik de yapan bir kadına aşık olur. Kadın da aşkına karşılık verir ama ölen kocasının yasını tutmaktadır. Aşkının göstergesi olarak Luini için özel bir içki hazırlamak ister ve brendinin içine kayısı bademleri atarak bu özel içkiyi yaratır. Amaretto da ilk kez böyle ortaya çıkmış olur. Kelime anlamı olarak “biraz acı” demektir. Amaretto tek başına içilebildiği gibi çeşitli kokteyllerde de sıklıkla kullanılır. Tek başına içildiğinde, soğuk günlerde oda ısısında isteğe göre kahveyle birlikte alınabilir. Yaz mevsiminde ise buzlu içilebilir. Ama benim tavsiyem Disaronno Sour Mix ile karıştırılıp 2 adet buz ile içilmesi.. #onurollstyle #onurerol #sourmix #disaronno #travel #kitchen
- Chill Out Festival İstanbul
Herkese merhaba, İnstagram’da ( ONUROLLSTYLE ) beni takip edenler biliyor ki geçtiğimiz hafta sonu Chill Out Festival’inin 10.sunu Mizu’ile kutladık. Festival ve karnaval olunca inanınki bir o kadar heyacanlanıp çocuklaşıp kendi özgür ruhumu buluyorum. Hele ki bu chill out olunca ruhumu dansla pekiştirip müziğin ve ortamın ritmine ayak uydurup başka bir ben oluyorum. Uzun uzun anlatmak yerine fotoğraflarda görmenizi isteyeceğim. daha fazla fotoğrafı ise #mizufestivalde hastagi ile instagram’da arama yaparak festival’den daha fazla fotoğrafa ulaşabilirsiniz. Hepinizi sevgi ile kucalıyor ve hoşça kalın diyorum. Gözlük: Lacoste T-Shirt: Mizu Ayakkabı: Converse #chilloutfestival #azerbaijanfashionblogger #lacosteeyewear #azerbaijanfashion #mizufestivalde #chilloutistanbul #mizu
- İstanbul Fashion Week: MBFWI DAY 2
Hello everbody! This is my second outfit up on the blog for the İstanbul fashion week! I’m wearing Tween combine and my bag Pull&Bear and shoes from İnci Deri **** Herkese merhaba, İstanbul moda haftasının ikinci gününde tam da bahara adepte olmuş gibi kahve tonlarını tercih ettim. Kombinlerimde genelde renk ahengini seviyorum ve mümkün olduğunca renk geçişlerine önem veriyorum. Umarım siz de tercihlerimi beğenmişsinizdir. İkinci günün kombinlerini Tween ve İnci Deri ayakkabı, Pull&Bear çantam ile tamamladım. #STREETFASHION #asus #onurollstyle #sokakmodası #zenfone #İnciDeri #outfit #istanbul #DAMATTWEEN #modahaftası #fashionweek #TWEEN #mercedesbenz















