Boş arama ile bulunan sonuçlar
- Paris Moda Haftasından Bildiriyorum
PARİS MODA HAFTASINDAN BİLDİRİYORUM… Merhabalar ben Şebnem nam-ı diğer Berry ( @berrydewblog ). Geçtiğimiz günlerde katıldığım Paris moda haftasından bildiriyorum. 1 sene önce başlayan Paris maceramda moda haftasına katılacağım hiç aklıma gelmezdi ama Onur sayesinde ilk davetimi aldığımda havalara uçtum. Ben her ne kadar hayatımdan kesitler ve gezip gördüğüm yerleri paylaşsam da dilimin döndüğü kadar sizlere moda haftası izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım. Paris moda haftası süresince ben üç farklı etkinlikte bulundum. Moda haftasının başladığı ilk gün Ukranyalı moda tasarımcısı Kristina Fidelskaya‘nın defilesine katıldım. Kristina Fidelskaya 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonundaki sade ama şık tasarımlarla göz doldurdu. Toprak tonlarının ağırlıkta olduğu defilede bolca metalik parça da yer alıyordu Benim defile kadar hoşuma giden bir diğer ayrıntı da bizlere hediye ettiği eşarplardı. Kristina Fidelskaya tasarımlarına ilham olan mood board’u eşarplarında desen olarak kullanmış. Tüm defilenin ilk çıkış noktasına görmek çok hoş bir detaydı ve o metalik parçaların David Bowie’den ilham alınarak tasarlandığını hemen ileteyim 😉 Moda sektöründen birçok kişi ile tanışmama vesile olan defileden sonra ikinci etkinliğim Westin Otel’deydi. Otelde dünyanın farklı farklı noktalarından gelen birçok marka ve tasarımcının kıyafetleri sergileniyordu. Büyük bir Showroom havasında düzenlenen etkinlikte Katrine K tasarımlarına yakından bakma ve bu koleksiyonun tasarımcısıyla tanışma fırsatım oldu. Grace Kelly’den ilham alınarak tasarlanan romantik gece kıyafetleri Katrine K koleksiyonunun önemli parçalarını oluşturuyordu. Ben özellikle ışıltılı yıldız motifli gece kıyafetlerini beğendim. Mini bir sunum eşliğinde incelediğimiz gece kıyafetlerinde kullanılan kumaşlar tamamen doğal maddelerden dokunmuştu. Showroom’u gezerken bir Türk tasarımcıya da rastlamam günün keyifli süprizi oldu benim için. Veee son gün Adeline Ziliox sunumu. ModEl mağazasında ufak bir kokteyl eşliğinde birçok tasarımcının koleksiyonlarına göz atma fırsatı bulduğumuz gecede modacı Adeline Ziliox’un da “Cristal Skin” defilesi yer aldı. Ben hem basın hem de dünyanın farklı farklı noktalarından gelen modaseverler ve tasarımcılarla birlikte defileyi izledim ve tüm parçalara bayıldım. Şeffaf yağmurluk kumaşlardan tasarlanan koleksiyon çok dikkat çekiciydi. Mağazanın alt katında yer alan tasarımların da bol bol fotoğrafını çektim, umarım sizler de en az benim kadar 2019 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu beğenirsiniz. Önümüzdeki yıl bizi rengarenk bir yaz bekliyor. Bir sonraki Paris moda haftasında görüşmek üzere…:) Kristina Fidelskaya Katrine K Adeline Ziliox #berrydewblog #parisfashionweek #parismoda #parismodahaftası #GraceKelly #parigimoda #AdelineZiliox #KatrineK #onuroıllstyle #modahaftası #KristinaFidelskaya
- Selanik Seyahatim- Yunanistan Gezisi
Evet şimdi bu uzun geziyi kaleme alma vakti geldi diye düşünüyorum ve ilk durağım Selanik postu ile karşınızdayım. Selanik hakkında biraz bilgi vermeden evvel size gitmiş olduğum turdan ve fotoğrafları nasıl ne ile çektiğimden bahsetmek isterim. Arkadaşlar muhakkak bir çoğunuz duymuşsunuzdur diye düşünüyorum ama burada tekrardan bahsetmek istiyorum. Edkiden Istanbul’dan kalkan trenler vardı ve bu trenler ile avrupayı gezebiliyorduk. Şimdi ise ne yazık ki böyle turlar kalmadı fakat yerini daha konforlu ve ekonomik olan otobüs turları aldı. İşte benim de bu seyahatimde kullanmış olduğum tam da buydu! Tourbulans ile yolculuk yaptım ve inanın ki öncesinde çok endişeliydim fakat bu endişe otobüse bindiğim ilk anda kayboldu. Gerçekten düşündüğümden çok kolay oldu ve yepyeni dostluklar edindim. İlgilenenler ve daha kapsamlı bilgi için ben buraya linki bırakayım tıklayın! Tourbulance 14 Ülke 17 Şehir Gelelim fotoğraflara… Arkadaşlar instagram üzerinden bu konuyu çok kez cevapladım ve buradan da tekrar etmek istiyorum. Uzun zamandır fotoğrafları makine ile çekmiyorum makine yerine telefon kullanıyorum. Tatilim boyunca da HTC ‘nin yepyeni modeli olan HTC U12 plus’ı kullandım. Yani fotoğraflarımı bununla çektim. Edit kısmına gelirsek eğer lightroom ve bir çok app ile fotoğraflarımı editledim. Yine burada Fotoğraflarımı Nasıl Editliyorum görebilirsiniz. #Atatürkevi #selanikgezilecekyerler #Yunanistanselanikgezirehberi #yunanistangezisi #tourbulansotobüsilegezi #otobüsileavrupagezisi #travel #selanikatatürk
- Xanthi – İskeçe Gezisi - Yunanistan
Herkese merhaba, Malum yaz geldi ve ben yine toplayıp toplayıp valizimi bir bir oraya uçup gidiyorum. Yaz başı ilk durağım daha önce iki defa daha kapısını çaldığım İskeçe yani Xanthi oldu. Bu sefer doğum günüm için soluğu aldım. Genel olarak kendime ait kutlamalardan pek hoşlanmıyorum ki bu yüzden ne blog yıldönümlerim oldu ne de şaşalı bşr doğum günüm… Genelde bu özel günlerimde yalnız kalmayı tercih ediyorum. Bu yüzden de ilk olarak soluğu Yunanistan’nın biricik Xanthi’sinde aldım. İskeçe’de ne yenir, nereler gezilir diye burada çok fazla yazmayacağım nedeni ise oarada kayda aldığım vlog içerisinde herşeyi anlattım. İlk olarak onu izleyin sonrasında ise altta oradan yakalamış olduğum karelere bakın. Hepinize sevgilerimi sunarım. Onur Erol #xanthigezisi #yunanistangezisi #iskeçegezisi #Xanthi #gezivlogu #blog #otobüsileyunanistan #İskeçe #onurollstyleontheway #nereyegitsek
- Dyson Supersonic Saç Kurutma Makinesi Deneyimi
Herkese merhaba, bugün teknoloji harikası ve Saç Kurutma Makinesinde devrim yaratacak bir ürün ile karşınızdayım. İlk bakışta tasarımıyla farklı bir ürün olduğunu ortaya koyan Supersonic, mühendislik zekasının son örneği olarak karşımızda. Elde dengeli duracak şekilde tasarlanmış olan cihaz geleneksel modellere göre daha sessiz çalışıyor. Ayrıca saçların aşırı ısı hasarına karşı korunmasına yardımcı olabilmek için sıcaklığı da kontrol altında tutuyor. 15’ten fazla motor mühendisinin yer aldığı büyük bir ekip tarafından geliştirilen cihaz, kendisi için geliştirilmş olan Dyson dijital motoru V9’dan güç alıyor. Bu motor aynı zamanda firmanın en hafif ve en gelişmiş dijital motoru olarak da ön plana çıkıyor. Ben de bu dahihane ğrünü sizler için deneyimledim ve bunun da güzel bir videosunu youtube hesabımda yayınladım. Ürün deneyimim ve detayları izlemeniz için altta videoyu paylaşıyorum. Hepinize iyi seyirler. #saçkurutmamakinedi #supersonicdenemesi #dyson #dysonsupersonicsaçkurutmamakinesi #Dünyanınenpahallıürünü #üründenemesi #2200tlliksaçkurutmamakinesi
- Alaçatı Ot Festivali
Herkese cıvıl cıvıl bir Nisan ayından merhaba, İçimizin kıpır kıpır olduğu Nisan ayı inanıyorum ki benim gibi hemen hemen herkes için yüreğini mutlulukla sarıyor. Ve doğal olarak da baharı içimizde hissettiğimiz bu günlerde Festivaller de bunu tetikleyen etkenler oluyordur. Hazır baharı kutluyoruz ve önümüzde bir sürü festivaller de var daha ne bekliyoruz ki mutluluğu yakalamak için? İşte aynen! Geçtiğimiz hafta gerçekleşen Alaçatı Ot Festivali gibi… Her sene olduğu gibi bu sene de Alaçatı Ot Festivalindeydim. Canım Ayşe Tolga’nın davetiyle bu sefer soluğu Premier Solto by Alaçatı’da aldım. Birbirinden güzel aktivitelerle dolu hafta sonumu Benetton’un sınırsız renklerini Alaçatı’nın en önemli Festivali ile birleştirdim yani. 2018 İlkbahar- Yaz koleksiyonunu bakalım sizin gözünüzde de Alaçatı ile birleştirebilmişim mi? Eğer daha fazla detay isterseniz Instagram hesabım @onurollstyle ‘a bakabilir ve Benetton ile oluşturduğum hashtag’im #OnurollstylewBenetton ‘ a bakabilirsiniz. xoxo Onur. #alaçatı #benetton2018 #onurollstyle #alaçatıotfestivali #BENETTON #soltoalaçatı #benettonss2018 #benettonmen #soltohotel #yazarkafe #modablogger
- Alandan Bildiriyorum I İstanbul Moda Haftası
Herkese tekrardan merhaba, İstanbul moda haftas açılışını bir önceki postumda (kurşun asker) sevgili Emre Erdemoğlu koleksiyonları ile açmıştım.. -ve şimdi bu yazımda ise moda haftasın kapsamında orada geçirdiğim günler boyunca giymiş olduğum kombinlerimi sizinle paylaşmak istedim. Bu sene biraz daha sadelikten yana olduğumu fotoğraflarıma bakar bakmaz anlayacaksınız özellikle seçtiğim kombinlerimde bunlara dikkat etmeye de özen gösterdim. Boğazlı kazak / Tuba Ergin Kamuflaj Mont / Lalipop Desing Kareli Pantolon / Zara Mavi / Yavruağzı Slipfit Gömlek – / People by fabrika Morhipo Kot Pantolon / People by fabrika Morhipo #onurollstyle #istanbulstreetfashion #modahaftasıkombinim #Boğazlıkazak #KamuflajMont #zara #TUBAERGİN #MBFWİ #PeoplebyfabrikaMorhipo #LalipopDesing #KareliPantolon
- İstanbul Moda Haftası - Kurşun Asker / Emre Erdemoğlu
Herkese merhaba, geçtiğimiz hafta sizinde bildiğiniz üzere İstanbul’da moda rüzgarı esti! Özellikle ben ve benim gibi moda blogger’ı olan arkadaşlarım için çok ama çok önemlidir İstanbul’da moda haftası! – ama şunu belirtmek isterim ki bu seneki moda haftasının benim için çok çok önemli bir yeri oldu! Nedeni ise; yıllar önce aynen bu şekilde blog yazmaya başlayıp o defile senin bu defile benim koşturduğum dönemlerde hissettiğim o güzel duyguları hissettim yine.. Yıllar geçtikçe insan özlüyor doğal olarak ilk heyecanları, belki de öyle birşeydi kim bilir? Neyse uzatmayacağım ve moda haftası ile ilgili açılış yazımı da sevgili Emre Erdemoğlu ile yapacağım. Nedenini ise altaki instagram paylaşımımdan okuyabilirsiniz. Gelelim canım Emre Erdemoğlu’nun koleksiyonuna.. Her defasında mükemmel koleksiyonları ile sadece beni büyülemediğinin farkındayım bunu arkadaşım olduğu için de demiyorum tabii ki, bunu her koleksiyonu nasıl titizlikle hazırladığını, ne emek verdiğini ve moda anlamında ileri görüşünü bildiğim için söylüyorum. Emre Erdemoğlu’nun 2018 Sonbahar/Kış Koleksiyonu’nun adı “Kurşun Asker”, Tüm detaylarda kurşun asker figürünü ve hikayede geçen diğer ana karakterleri telkırma nakış ,baskı ve dokuma tekniği ile koleksiyonunun bütününde kullanmış. Her sezon farklı karakterleri koleksiyonlarında gördüğümüz Emre, bu sezon da çocukluğumuzun romanını farklı bir anlatım şekliyle sunuluyor. Askeri formların sokak stiliyle birleştirildiği bu koleksiyona ben bayıldım. Oversize formda kabanlar, print desenli kimonolar, röpteşambır formlar, tel kırma nakışlı military ceketler,jilet görünümlü temiz bitimler, uçuşan trençkotlar ,lila rengi uzun el örmesi saçaklı kemerlerde filede sıkça karşılaştığımız detaylar arasındaydı. Şimdi sizi fotoğrafları ve yukarıda bahsetmiş olduğum instagram paylaşımımla başbaşa bırakıyorum. Onur Erol -şahane. . . Benim için değeri anlatılmayacak kadar büyük olan canım @emreerdemoglu nun defilesiyle açılışı yaptım bugün. Emre, herdaim süpersin ve koleksiyonunu tek tek övmek istemiyorum çünkü her birinin hikayesi, rengi, dokunuşu farklı. -ama burada yazmak istediğim bir şey var ki; o da senin benim hayatımdaki önemin. taaa yıllar önce daha yeni blog yazarı iken bana inanıp o birbirinden değerli koleksiyonlarını gerek Pitti Uomo da gerek Milan Fashion Week’te gerek ise Türkiye’de benimle paylaştığın için nasıl minettarım anlatamam. Biraz evvel izlediğim #kurşunasker koleksiyonuna ise sadece ben değil herkes bayıldı. Çok değerlisin Emre Erdemoğlu, ayrıca senin katkında çok başka canım @alexanderkoko! #emreerdemoglu #mbfwi Onur Erol (@onurollstyle)’in paylaştığı bir gönderi (Mar 30, 2018 at 9:24öö PDT) #istanbulfashionshow #bedükdefile #kurşunasker #emreerdemoğlu #bedük #MBFWİ #İSTANBULMODAHAFTASI #emreerdemoğlukurşunasker #fashionblogger #mercedesbenzfashionweek
- Sokak Stilim - Yine bir gün….
Herkese selam! Kendimi iyi hissettiğim ve sabahın erken saatlerinde kalmadığım günlerde gerçekten bunu stilime de yansıtıyorum. Geçtiğimiz günlerde de modum tam da böyle idi. Eh ona göre de böyle güzel kombinlerde ara sıra yapabiliyorum. Günümüz dünyasında blog postu çok yapılmadığı her birimiz instagram da paylaşacağımız fotoğraflara binbir effect ve süs eklerken doğal olarak neyin daha iyi olduğunu bilemiyoruz. Adil dersen eskisi gibi ön planda da olmuyor değil mi? Ah! ne günlerdi blog imanı gerçek içtenlik ve samimiyet doluydu… Umarım benim gibi hemen hemen tüm blogger arkadaşlarım da buranın güzelliğinin ve samimiyetinin farkına varır. Üstümdekileri muhakkak soranlar olacaktır hemen onları da yazayım buraya! Kaban ve Kazak Zara, ayakkabı ise Premiata 🙂 Her birinize çok çok güzel ve sağlıklı günler dilerim. Onur Erol ( @onurollstyle ) #STREETFASHION #zaramen #lookbook #aboutalook #bugünnegiydim #sokakstili #turkeyfashionblogger #erkekmodabloggerları #LOOKOFTHEDAY #istanbulmodablogger #fashionblogger
- Milano Seyahatim
Herkese merhaba, yahu şu instagram çıktığından beri blogları hepimiz bi boşladık değil mi? Her neyse ben elimden geldiğince burayı da boş bırakmamaya özen gösteriyorum ama eskisi kadar sık olmasa da burada sizinle buluşmanın inanın ki benim için yeri apayrı… Efendim bugünkü blog postumun konusu başlığından da anlayacağınız üzere geçtiğimiz günlerde sık sık kaçamak yaptığım Milano! İlk olarak 2 gün Milano ardından da 2 günlük Roma seyahatimi burada uzun uzun anlatmayacağım. Öncesinde zaten defalarca yazdım her iki şehri ama il kez Milano ve Roma vlogu cektim. Çektiğim bir kaç fotoğraf ve instagram postum ile süsleyip sizi videom ile başbaşayız bırakacağım. Sevgiyle kalın! Onur Erol ▪️◼️▪️ Onur Erol (@onurollstyle)’in paylaştığı bir gönderi (Oca 18, 2018 at 8:58öö PST) Milan l’è sempre Milan! 🇮🇹 #onurollstyleontheway Onur Erol (@onurollstyle)’in paylaştığı bir gönderi (Oca 19, 2018 at 1:38öö PST) #milanvlog #milanovlog #vloggergezibloğu #romablog #gezelimgörelim #italyablog #milanogezisi #geziyoruz
- Farkındalık nedir? Farkındalıklı İNSAN hangi özelliklere sahiptir?
Herkese merhaba, insan olmanın insanca hayatı kucaklamanın özellikle yaşadığımız her olay neticesinde günümüz çağında ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz sanırsam. Biz insan değil miyiz diye soranlar da olacaktır elbet! Evet, haklısınız! hepimiz insanız ama burada sözünü etmiş olduğum ise nasıl insanız? İyi mi, kötü mü, faydalı mı zararlı mı? Tüm bunlar hem kendi içimizde “özümüz” hem de dışarıya yansıttığımız her şey ile alakalı, yani içimizi güzel tutarsak o kadar dış dünyayı da değiştirebiliriz kanaatindeyim. Şimdi bu konuyu bir sonraki postlara bırakıp öncelikle farkındalık konusuna değinmek isterim. Muhakkak duymuşsunuz “farkındalık” ile ilgili pek çok şey. Ama ben burada bir kez daha açığa kavuşturup sonsarında ise farkındalıklı insan özelliklerini sıralayayım isterim. Farkındalık, bir canlının çevresinde gelişen olayları bilme, algılama, hissetme, duyumsama becerisidir. Yani “bir şeyin bilincinde olma” anlamı da diyebiliriz. Yani yukarıda bahsetmiş olduğum insan olma durumunu farkındalık ile alırsak bir çok şeyi kendi içimizde nasıl değiştirip daha nasıl yararlı olabileceğimizi anlatmak istedim. Bu yüzden altta farkındalık sahibi insan özelliklerini sıralıyorum ve gerisi size kalmış. 🙂 Sonsuz sevgilerimle, Onur. Farkındalıklı İNSAN hangi özelliklere sahiptir. 1- Bu insanlar, yaşamın her yönünü severler, şikâyet etmekle ya da olayların daha değişik olmasını istemekle vakit kaybetmezler. 2- Bağımsızlıklarına çok düşkündürler. Aileye güçlü bir sevgi ve bağlılık duymalarına rağmen,ilişkilerinde bağımsız olmaya… özen gösterirler. 3- Sevgi anlayışları, sevdiklerine hiçbir değeri zorla kabul ettirmemeyi gerektirir. 4- Onay aramak gereksinimleri yoktur. Övgü ve ödül talep etmezler. 5- Çok açık ve dürüst konuşurlar, çünkü vermek istedikleri mesajları,başkalarını memnun etmek için dikkatli sözcükler arkasına gizlemezler. 6- Gülmeyi ve başkalarını güldürmeyi iyi bilirler. 7- Kendilerini şikâyet etmeden kabullenirler. Fiziksel benliklerini,sahteliklerle gizlemezler. 8- Doğal yaşamı takdir ederler. Başkalarına eğlenceli gelmeyen şeylerden zevk alma yetenekleri vardır. Gün batımını izlemek, ya da kırlarda küçük bir gezinti yapabilmek, doğum yapan bir kediyi izlemek onlar için mükemmel bir şeydir ve şükran duyarlar. 9- Başka insanları çok iyi anlarlar ve asla şaşırıp şok olmazlar. 10- Gereksiz kavgalarda asla taraf olmazlar. 11- Hastalık hastası değildirler. 12- Dürüsttürler, asla yalan söylemezler, olayları çarpıtmazlar. 13- İnsanlar hakkında konuşmaz, insanlarla konuşurlar. 14- Verimli yaşamaya bakarlar. Organizasyon nevrozundan bağımsız oldukları için yaratıcıdırlar. 15- Bu insanların müthiş bir enerjileri vardır. Enerjileri doğaüstü değildir, yalnızca yaşamı ve yaşamdaki aktiviteleri sevmelerinin birsonucudur. 16- Şiddetli bir merak duygusuna sahiptirler. Hep araştırır, yaşamlarının her anını kavramak isterler. Her insan, her varlık ve her olay, daha çok öğrenmek için bir fırsattır. 17- Başarısız olmaktan korkmazlar, hatta onu sevinçle kabul ederler. Bu insanlar, kendilerine zarar verecek duyguları yok etme ve kendilerine verdikleri değeri artıracak olanları doya doya yaşama yeteneğine sahiptirler. 18- Bu mutlu insanlar,asla kendilerini savunma gereksinimi duymazlar.Basitçe ‘her şey yolunda, biz yalnızca farklıyız. Anlaşmak zorunda değiliz’derler. Bir tartışmayı, kazanma ve karşısındakini konumunun yanlışlığına ikna etme gereksinimi duymadan, burada keserler. 19- Değerleri dar değildir. Kendilerini tüm insan ırkının bir parçası olarak görürler. Daha çok düşman öldürmekten sevinç duymazlar. 20- Kahramanları ya da putlaştırdıkları insanları yoktur. Herkesi insan olarak görür ve hiç kimseyi kendilerinden önemli konuma getirmezler. 21- Başkalarının yeteneksizliği nedeni ile kazanmak yerine, zaferi kendi çabaları ile elde etmeyi yeğlerler. 22- Komşularının ne yaptığını fark etmezler, çünkü var olmakla meşguldürler. 23- En önemlisi bu insanlar ‘KENDİLERİNİ SEVERLER’. Kendilerine acımak,kendilerini reddetmek, kendilerine öfkelenmek için zamanları yoktur. Elbette sorunları vardır, ama sorunların onları duygusal paralizasyona götürmesine izin vermezler. Tökezleyip düştüklerinde, tekrar ayağa kalkar ve sızlanmadan yaşamaya devam ederler. 24- Hatalı alanlardan ARINMIŞ insanlar, mutluluğu kovalamazlar, sadece yaşarlar ve mutluluk onları bulur. Gerçekten nadir bulunan insanlardır,onlar için her gün mükemmeldir… #nlp #gelişim #farkındalıknedir #kozmikterapi #FarkındalıklıİNSANhangiözellikleresahiptir #terapi #kişiselgelişim #insanolmak #kozmikyaşam #kişiselgelişimhakkında
- Paris Seyahatim - Paris'te Gezilecek Yerler
Yıllardır moda haftası için gün sayıp yine de Milano’da sonlandırdığım ve gidemediğim Paris gezimi moda için değil de hafta sonu kaçamağı için sonunda 2 günde keşfettim. . . Fransa’yı ilk olarak Nice ve Cannes ile tanımıştım yıllar evvel fakat her daim aklımın bir ucunda Paris gezisi de vardı ve bunu moda haftasına denk getirip öyle güzel bir hafta geçirme niyetindeydim ki bu ilk deneyimi geçtiğimiz haftalarda 2 günlük hafta sonu kaçamağı ile bozdum. İyi de oldu tabii ki benim için. Hem şehri kargaşanın dışında keşfetme şansı yakaladım hem de gerçek turist gibi yağmuru, güneşi ile kaprisli ama bir kadar keyifli bir Paris ile karşılaştım. Önclikle şunu belirtmek isterim ki bir çok şehri keşfetmenin vermiş olduğu tercübe ve bilgiye dayanarak söylemek isterim ki Paris gerçekten beni de büyüledi! Bu büyünün sebebi ise kendi tarihine sahip çıkmalarının yanı sıra şehrin bakımlı temiz ve insanların bu duruma karşı saygılı duruşları inanın ki çok hoşuma gitti. Daha önce neden gelmedim diye de hayıflanmadım değil yani! Her neyse sonunda 2 gün de olsa şöyle keyifli bir o kadar koşuşturmalı tatlı mı tatlı günler geçirdim. Çok fazla zamanımızın olmadığından dolayı görülmesi gereken yerlerden bir kaçını gördük bolca yemek ve tatlı turu yaptık orada. Bu kısıtlı zamanımız doğrultusunda orada neler yapmışız bir sıralayayım isterim size:) Eyfel Kulesi Sadece Paris değil, dünyanın en önemli turistik yapılarından biri olan Eyfel şüphesiz buranın görülmesi gerekenlerinden ilk sırayı alıyor. Mühendis Gustave Eiffel tarafından 1889 Evrensel Sergisi için geçici bir süreliğine yapılan yapı günümüze kadar ulaşmış ve ülkenin en önemli sembolü haline gelmiş. Bu gezimizin en güzel yabı ise orada yaşayan ve şehre hakim biriyle gezmek oldu. Aylar evvel orada yaşamaya başlayan arkadaşım sevgili Şebnem ( @berrydewblog ) bizi hızlı ve kolay şekilde gezdirirken birbirinden dğerli lokasyonları zahmetsizce gezme şansı yakalayıp onun önerisi ile de bir çok keyifli mekan keşfettik. Café de Flore Saint Germain bulvarında yer alan cafe de Flore buranın en meşhur yerlerinden birisi. 1880’den bugüne kadar var olan bu şirin cafe bir dönem Fransız aydınlarının uğrak yeri olmasınıdan dolayı nam saldığı söylenmekte. Burada keyifle çayımıxı yudumlayıp günün koşuşturmasına bir ara verip soluğu bir diğer mekanda alıyoruz. Angelina Paris İkinci günümüzün sabahında kahvaltı için uğradığımız mekan ise 1903’den günümüze kadar gelen Angelina oldu. Mekan gerçekten çok keyifli Fransız kahvaltısı için yani tatlı için muhakkak uğranılması gereken yerlerden birisi burası. Kahvaltı seçenekleri gelişmiş bu mekan benim de en sevdiğim yerler arasına girdi bile:) L’eclair de genie Her ne kadar adı uzun olsa da Paris’te yediğim en nefis eklerler burada satılıyor. Çevrede bir çok şubesi olan bu dükkanlar birbirinden değişik tat ve aromadaki muthiş ekleri bulabileceğiniz yerlerden biri söylim size:) Carette Paris Yine ufak bir mola için uğradığımız bu mekan ise son derece keyifli yerlerden. Dekoru, tatlıları ve sunumları ile tam bir filmin içinde hissedebileceğimiz bu mekana da uğramadan Paris gezinizi sonlandırmayın. Kong Restaurant Akşam yemeği için Paris için çok çok önerilen mekanların arasında yerini alan Kong benim için özellikle terası, dekoru ve servis elamanları ile tam not aldı. Yemeklere gelicek olursak uzak doğu fizyon mutfağı hakim olan mekanın yemeklerini açıkcası pek beğenmedim. Ama yine de buraya gelmek isterseniz alt katta bulunan barda birşey içmek için pek keyifli 🙂 Concorde Meydanı Bir çok gezgin gibi biz de Concorde Meydanında gezimize devam ettik. Dediğim gibi çok fazla zamanımızın olamadından dolayı yapmamız gereken bir çok şeyi de yapamadık. Örnek olarak bu meydanda yer alan devasal büyüklükteki dönme dolaba binmek gibi. Ama olsun onu orada görmek gerçekten çok iyi geldi çünkü duyduğum kadarıyla belirli aralıklarla sökülüyormuş. Louvre Piramidi Louvre müzesi cam piramidi, Çin asıllı Amerikalı I.M Pei tarafından, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın isteği üzerildiğini öğreniyorum. Kendindan daha küçük üç ayrı pramit tarafından çevrelenen Louvre piramidi, günümüzde giriş kapısı olarak kullnılmakta. Louvre müzesine gelecek olursak dünyada eşi benzeri olmayan önemli yapılar arsındadır. Örnek olarak yüzölçümü en büyük, en değerli sanat eserlerini barındırması gibi gibi… Galeries La Fayette Paris’in en ünlü alışveriş merkezi olan La Fayette içeri girdiğiniz anda bir anda kendinizi çıkgın bir alışverişte görebileceğiniz yerlerden biri. Özellikle cristmas ve belli başlı özel günlerde orta alan birbirinden değişik dekoru ile süslenen La Fayatte bizim gittiğimiz dönemde de yepyeni yıl için çok güzel dekore edilmişti. Kendimizi bir masalın içinde hissetmemizi de sağladı ayrıca! Bu arada buranın terasına çıkıp bir kadeh şarap eşliğinde Paris’i tüm göz alıcılığı ile izlemenin de keyfini sakın kaçırmayın. İki gün ama çok çok keyifli geçen gezimin sonunda umarım sizlere biraz olsun Paris’i ve enerjisini verebilmişimdir. Paris gezimle alakalı Vlogumu ise Youtube kanalımdan izeleyebilir. #onurollstyleontheway etiketim ile instagram hesabımdan bir çok keşfimi de görebilirsiniz. Hepinize mutlu yarınkar diler bir sonraki postunda görüşürüz. Onur Erol #lafayetteparis #lovrepramidi #cafedefloreparis #paristegezilecekyerler #concordemeydanı #angelinaparis #caretteParis #Parisgezisi #eyfelkulesi #leclairdegenie #yılbaşıparisgezisi
- YUNANİSTAN SEYAHATİM – İSKEÇE, DEDEAĞAÇ, SOFULU
Herkese merhaba, Hafta sonu yurtdışı kaçamağın en konforlu ve kolay yolu eğer Istanbul’da yaşıyorsanız şüphesiz komşumuz Yunanistandır. Bu kaçıncı araba ile Yunanistan kaçamağı pek bilmiyorum ama geçtiğimiz hafta sonu da yine oradaydım. Her kaçamağımızda başka şehirler, köyleri keşfederek ülkeye yeni bir sevinç ile dönüyorum. Bu sefer istikametimiz ilk olarak İskeçe ardından Dedeağaç ve son olarak ise Sofulu idi. Bu geziden ve gezdiğimiz yerleri kalem kalem anlatmadan evvel ilk olarak herkesin merak ettiği bir soruyu cevaplamak isterim. Yunanistan veya başka bir ülkeye araç ile çıkmanız için özellikle yenilenen ehliyetiniz aracınız için yeşil pasaport ve sigortanıza ihtiyacınız var bunları internetten araştırsanız çok kolaylıkla sahip olabilirsiniz. Gelelim rotalarımıza … İSKEÇE – XANTI İskeçe’ye bu ikinci gelişim Buraya: şehir, eski ve yeni şehir olarak, iki kısımdan oluşuyor. Eski İskeçe: dağın yamacında kurulmuş, dar sokaklardaki Türk evlerinden oluşuyor. Her mahallede, bir cami var. Şehir merkezinde ise, 5-6 civarında cami bulunduğu da söyleniyor. Dedeağaç’a olan uzaklığı yaklaşık 1 saat sürüyor. Yol boyunca, kendinizi Anadolu’nun bir bölgesinde ilerliyormuş gibi hissedebilirsiniz. İskeçe ismi: “Eskice” sözcüğünden gelmektedir. Osmanlılar döneminde, burada iki tane yerleşim yeri varmış. Bunlar: Eskice ve Yenice olarak isimlendiriliyormuş. Yine aynı dönemde, Yenice denilen merkez, büyük bir yangın sonucu yok olunca, buradaki insanlar bugünkü İskeçe merkeze taşınmışlardır. Bu yangın felaketine uğrayan Yenice, günümüzde bir köy olarak bulunmaktadır. Evlerinde ise, mutlaka balkon bulunmaktadır. Şehirde, balkonsuz ev bulunmuyor. Özellikle: bahar ve yaz aylarında, balkonlarından çiçekler sarkmaktadır. Yunanistan’da Gümülcine ve Dedeağaç ile birlikte, Türklerin en çok barındığı şehirlerden biridir. Ancak: Lozan Barış Anlaşması ardından, buradaki Türk nüfusun büyük bölümü, mübadeleye tabi tutulmuştur. Günümüzde: İskeçe şehrinde: her yıl Şubat ve Mart aylarında: Karnaval düzenleniyor. Karnaval muhteşem güzel, buraya karnaval zamanı gitmenizi öneririm. Ayrıca Noel zamanı sokaklar süsleniyor ve festival tadında geçiyor. TARİHİ Şehrin tarihi geçmişi: MÖ.880 yıllarına kadar uzanıyor. Ancak, konumu itibarıyla, şehir, Batı Trakyanın tüm savaşlarını ve yıkımlarını yaşamıştır. 1363-1912 yılları arasında ise, yüzyıllar süren Osmanlı egemenliği görülür. Osmanlılar: 1363 yılında Çirmen Zaferi sonucu burayı ele geçirmişlerdir. 1715 yılında, İskeçe, tütün üretimiyle önem kazanmıştır. 1829 tarihinde, iki büyük deprem, şehri olumsuz olarak etkiler. Bunun sonucunda, şehir yeniden yapılandırılsa da, birçok tarihi yapı eski özelliklerinden uzaklaşmıştır. Ancak, yine de, Yunanlılar, Avrupa Birliğinden sağladıkları fonlar ile, şehrin bu tarihi yapılarını ve diğer birçok yapıyı: özellikle cepheleri gayet güzel şekilde restorasyona tabi tutmuşlardır. Yani: muhteşem fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. 1920 yılında ise, referandumla, Yunanistan’a bağlanmıştır. EĞLENCE Şehrin en büyük özelliği genç nüfus ve öğrencilerden oluşuyor, bu da çok sayıda kafe, restoran, taverna ve bar bulunmasına neden olmuş. NE YENİR İskeçe bölgesinde, geleneksel lezzetlerden tatmak isterseniz: size önerebileceğim restoran Peramsadır. Bugun dışında bizim dönerden biraz daha farklı olarak hazırlanan ve bir et çeşidi sunan Gyros‘u da İskeçe de yemenizi tavsiye ederim. Tatlıları ve kuruyemişleriyle öne çıkan bir yer. Özellikle: şehir meydanında en meşhuru olan Papaparaskevas‘dır. Buraya muhakkak uğrayıp o nefis çikolatalarından almadan ülkeye dönmeyiniz derim. DEDEAĞAÇ – ALEXANDROUPOLI Türklerin, Yunanistan da en çok ziyaret ettikleri yerlerden biri olan Dedeağaç özellikle casino ve tavernaları ile ünlü. Burada: herhangi bir antik kalıntı veya tarihi eser yok. Bu şehirde daha çok: masmavi ve tertemiz bir deniz, uzun kumsallar var. Ayrıca: şehir, özellikle akşam saatlerinde hareketli ve canlı. Tüm yunanistan da olduğu gibi burada da İnsanlar eğlenmeyi seviyorlar. Burayı ziyaret etmeyi düşünürseniz: denize girmek, balık restoranlarında muhteşem deniz ürünlerini tatmak ve tavernalarda, akşam saatlerinde sabaha kadar süren eğlencelere katılmak, başlıca yapabilecekleriniz bunlar. İpsala sınır kapısından çıktıktan sonra: gerek E-90 karayolu ve gerekse sahilden ilerleyen karayolu takip edildiğinde, Yunanistan’ın Trakya bölgesinde bulunan: Aleksandropolis şehrine 1 saatte varabilirsiniz. Söylenenlere göre: 15’nci yüzyılda, burada, Türk yönetimi etkin iken, bir tekke kurulmuştur. Bu tekkeye bağlı topluluğun dedesinin altında oturduğu ağaç, kutsal sayılarak kasabaya Türkler tarafından “Dedeağaç” ismi verilmiştir. Aleksandrapolis ismi ise; hani tarihteki Makedonyalı Büyük İskender’den gelmez. İsim: 19’ncu yüzyılda yaşamış bir Yunan kralından geliyor. Şehir: 1913 yılında, Bükreş andlaşması ile verildiği Bulgaristan tarafından, Neuly andlaşması sonucu Yunanistan’a ilave edilince, dönemin Yunan kralının ismine izafeten bu isim verilmiştir. Şehrin her yanında Osmanlı izlerini görebilir özellikle eski şehir bölgesindeki cumbalı yapılar ve Dedeağaç camii görülmeye değer yerlerden biridir. TARİHİ Bölgenin tarihi geçmişi, MÖ.7’nci yüzyıla kadar uzanmaktadır. Buralarda görülen ilk yerleşimciler olan Traklar: bölgeye geldiklerinde, şehrin hemen karşısındaki “Somathraki” yani “Semadirek” adasına yerleşirler. Daha sonra ise, yeniden anakaraya çıkıyorlar ve burada, yerleşim yerleri kuruyorlar. Özellikle: anakarada kurdukları bu kentleri, yeni yollar yaparak birbirlerine bağlıyorlar, tapınaklar yapıyorlar, deniz ve kara ticaretini geliştiriyorlar. Takip eden dönemde, yani 1’nci yüzyılda ise: bölgede Romalılar görülüyor ve 4’ncü yüzyıla kadar, bölgede egemenlik kuruyorlar. 4’ncü yüzyıldan sonra ise, Bizans dönemi başlıyor. Bu dönemde: eski bir pagan tapınağı üzerine, Kosmosotiras kilisesi inşa ediliyor. Sonraları: Osmanlılar bölgede görülmeye başlıyorlar. 1821 tarihine gelindiğinde ise, Yunanlılar bağımsızlıklarını kazanıyorlar. 1869 yılında, Maurice de Hirsch isimli bir şahıs: Rumeli Demiryolları Şirketinin sahibi olarak bu bölgeye geldiğinde: Selanik-İstanbul demiryolu hattının yapımını ve işletme hakkını satın alır. Ayrıca: şirket, Enez bölgesinde bir liman yapacaktır. Ancak, Meriç nehrinin aşırı alivyon taşıması nedeniyle, limanın, Enez yöresine değil, buraya yapılmasına karar verilir. Bunun üzerine, burada, sahil şeridindeki 10 km. lik kesime: liman işletmesi için gerekli antrepolar ve çalışanlar için evler yapılır. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sonucunda ise, Ruslar burayı işgal ederler ve şehri, yeniden imar ederler. Ancak, şehir yine şirket şehri olmaya devam eder. Sonuç olarak: 1871 yılına kadar bir balıkçı köyü olarak gelen şehir, bu tarihten sonra, elverişli coğrafi konumu nedeniyle, gelişmiş, büyümüş ve şehir halini almıştır. Özellikle: Selanik-İstanbul demiryolunun yapılması ve şehrin bu demiryolu üzerinde olması, gelişimini hızlandırmış ve etkilemiştir. KONAKLAMA Şehirde, çok sayıda otel ve pansiyon bulunuyor. Hatta: tüm bölgenin en büyük konaklama tesisleri buradadır. Otel fiyatları hemen hemen her mevsim uygun yakşaşık olarak kişi başı 20 ile 100 arasında terciğinize göre konaklayacak yer bulabilirsiniz. NE YENİR Şehirde, kıyı şeridinde, birçok balık lokantası var. Bu lokantalarda; deniz ürünleri ve mezelerin tadına bakabilir ve Uzo içebilirsiniz. Fiyatlar, genel olarak uygun. Özellikle: İstanbul balık lokantalarının fiyatları yanında daha uygun. Bir balık restoranı önermem gerekirse: “Taverna Loukoulos” olur. Özellikle deniz kenarında oturup güneş battımında muhteşem Yunan tınıları eşliğinde keyifli bir akşam geçirebilirsiniz. GECE HAYATI Yemeklerinizi yediniz ve şehre akma zamanı geldiyse Dedeağaç bunun için mükemmel bir yer kıyı şeridinden iç kısımlara doğru daldığınızda bir çok kafe ve bar ile karşılaşabilir burada nefis kokteyller içebilirsiniz. Yine tavsiye verecek olursam ” Thema” ya kesinlikle uğrayıp kokteyl için ardından ise şehrin en meşhur barı olan Drunk Sinatra‘ya muhakkak gidin. DENİZ Şehrin kıyı şeridinde, deniz çok temiz. Çünkü: denizdeki kimyasal kirliliği önleyici tedbirler alınmış. Hatta: sahillerinin “Mavi Bayrak” ları bulunuyor. SOUFLİ – SOFULU KÖYÜ “Dar sokak aralarına özenle serpiştirilmiş gibi duran sarı, turuncu ve kahverengi yapraklar arasından yürüyüp meydana varıyorum.Altında her türlü ihtiyacınızı giderecek dükkanların sıralandığı iki katlı evlerin bulunduğu rengarenk dar sokakları geçip labirent misali açılan diğerlerine ulaşıyorum. Geçmişin mimari dokusu öylesine güzelki attığım her adımda dün ve bugün arasında gidip geliyorum. Yan taraftan geçen bir trenin sesi eski rengarenk boyanmış duvarlarda yankılanıyorken başka bir zamana ait olduğunu düşünüyorsun doğal olarak. “Yok böyle bir güzellik” diye içimden söyleniyorum. Burada öylece kalsam. Kargaşadan, gürültüden ve gereksiz ne kadar hırs ve dolu bir sürü şeyden uzakta yaşasam diyorum. Yani hiç dönmesem burada olsam burada ölsem.“ Yukarıda yazdığım yazıdan anlamış olacaksınız ki Sofulu derin bir iz bıraktı bende. Gerek evlerin renkleri gerek şse tarihin bugüne kadar ki yansımalarından o kadar etkilendim ki bunu size nasıl anlatacağımı bilemiyorum. İpsala sınır kapısından yaklaşık 40 dakika uzaklıkta kalan köy ipeği ve ipekböceği ile tanınmaktadır. Buranın pazarında-çarşısında ipek ve el dokusu kumaşlar bulup satın alabilirsiniz. İpek bu bölgede, 1911 yılında o kadar önem kazanmıştır ki, yörenin nüfusu, 13 bin civarına ulaşmıştır. Ancak, bu tarihten sonra, Batı Trakyanın bölünmesi ve ipek böceği için gereken dut ağaçlarının sınırın öte yanında kalması nedeniyle, burada, ipek böcekçiliği gerilemiştir. Böylece, şehrin nüfusu da gittikçe azalmıştır. Ayrıca, sentetik ipeğin bulunması da, bu olumsuzluğu etkilemiştir. Yine de, günümüzde burada ipek ve ipekböceği yetiştiriciliği sürdürülmektedir. Hatta, burada bir de “İpek Müzesi” bulunuyor. Müze: şehir merkezinde, eski bir Türk konağı görüntüsü veriyor. 1990 yılında açılmıştır. K.Kourtidis isimli doktor ve politikacı birinin konağında kurulmuştur. Konak: 1883 yılında yapılmıştır. Zemin kat ve birinci kat müze, ikinci kat ise konut olarak kullanılmaktadır. 4 tematik bölüm vardır. Buralarda: metinler, fotoğraflar, tasarımlar ve haritalar görülüyor. Buralarda; ipek böceği kültürü hakkında geleneksel nesneler içeren toplam 46 parça obje var. Ayrıca Youtube kanalımda bu köyü anlatmaya çalıştım. Arzu ederseniz videoyu izleyebilirsiniz altta 🙂 #arabaileyunanistan #soufligreece #yunanistangezirehberi #dedeağaçyunanistan #dedeağaçtarihi #xantiiskeçegezi #yunanistanköyleri #Sofuluyunanistan















