- onur erol
- 3 gün önce
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 19 saat önce

Bu Şehirde Ejderhalar Var! Ljubljana Gezisi
Ljubljana… Ejderha heykelleriyle dolu bir şehir düşünün. Öyle ki, her köşe başında sanki Game of Thrones setindeymişsiniz gibi! 🐉
Köprüsünden geçerken bile ejderhalar size göz kırpıyor gibi oluyor. Ve evet, ben de köprünün ortasında “acaba kanat çırpsam uçar mıyım?” diye düşündüm. 🙃

Şaka bir yana, Ljubljana gerçekten de büyüleyici bir şehir. Hem romantik hem de masalsı bir havası var. İşte bu yazıda size Slovenya’nın gizli başkentinin gerçek hikayesini, tarihini ve mutlaka görmeniz gereken yerlerini anlatacağım. Bu aynı zamanda sizin için harika bir Ljubljana seyahat rehberi olacak.

Ljubljana’nın Gerçek Hikayesi
Slovenya’nın başkenti Ljubljana, tarih boyunca Roma’dan Habsburglar’a kadar birçok kültürün izini taşımış. Eski adı “Emona” olan şehir, Orta Çağ’dan kalma sokakları, barok mimarisi ve nehriyle Avrupa’nın gizli kalmış incilerinden biri. Üstelik burada arkeologlar, dünyanın en eski tahta tekerleğini bulmuşlar! Ejderha efsanesi ise Yunan kahramanı Jason ve Argonotlar’a kadar uzanıyor, bu yüzden şehir ‘Ejderhalar Şehri’ olarak biliniyor.
Pembe Kilise ve Şehrin Atan Kalbi
Şehrin kalbinin attığı yer Preseren Meydanı'ydı. Burada ilk gözüme çarpan pembe rengiyle adeta bir pastayı andıran Franciscan Kilisesi oldu. Meydan, gün boyu müzisyenlerle, insanların keyifli sohbetleriyle o kadar canlıydı ki, Ljubljana’nın ruhunu en derinden burada hissettim. Üçlü Köprü (Tromostovje) de buradan nehre bağlanarak çok fotojenik bir manzara yaratıyor.
Ljubljana Kalesi
Tarih, Manzara ve Gizli Sanat Ljubljana gezilecek yerler listenizin en başında mutlaka kale olmalı. Şehri tepeden gören bu Ljubljana Kalesi, adeta bir zaman makinesi gibi. Yüzyıllar boyunca şehri korumuş, hatta bir dönem hapishane olarak bile kullanılmış. Kaleden, tüm şehir avucunuzun içinde gibiydi; kırmızı çatılı evler ve nehrin kıvrımları nefes kesiciydi.

Ama kale sadece bir manzara noktası değil. İçinde beni en çok etkileyen sürpriz, Kukla Müzesi oldu. Slovenya’da çok önemli bir sanat olan kuklacılık kültürünü burada anladım. Adeta kalenin duvarları içinde gizlenmiş rengarenk bir sanat hazinesi gibiydi.


Slovenya Mutfağı
Ljubljana’da Orta Avrupa ve Akdeniz mutfaklarının karışımını bulabilirsiniz. Özellikle şunları denemeden dönmeyin:
Štruklji (hamur ruloları)
Kranjska klobasa (Sloven sosisi)
Tatlı olarak Potica (cevizli rulo)
Bled Gölü Ljubljana
Masalsı Final: Bled Gölü Ljubljana’ya gelmişken, sadece 45 dakikalık mesafedeki Bled Gölü’nü görmeden dönmek olmazdı. Masmavi suların ortasındaki küçük ada ve adanın üzerindeki kilise, adeta bir kartpostal manzarası sunuyor. Gölün çevresinde yürüyüş yapmak insana müthiş bir huzur veriyor. Bu gezinin asıl zirvesi ise Bled Kalesi’ne tırmanış oldu. Buradan hem gölün hem de Alpler’in manzarası tek kelimeyle nefes kesiciydi. Bu rüya gibi Avrupa seyahatini, Bled'in meşhur tatlısı kremna rezina ile sonlandırdık. Vanilya kreması ve çıtır hamuruyla gerçekten tüm yorgunluğuma değdi.



En İdeal Zamanlar Slovenya seyahatiniz için en güzel zamanlar ilkbahar (Nisan–Mayıs) ve sonbahar (Eylül–Ekim). Yazın şehir festivallerle dolu, kışın ise masalsı bir kar manzarası var.
Nasıl Gidilir? İstanbul’dan Ljubljana’ya direkt uçuş var. Yaklaşık 2 saat sürüyor. Alternatif olarak Zagreb üzerinden tren ya da otobüsle geçmek de mümkün. Bu şekilde birden fazla Avrupa şehrini gezebilirsiniz.

Slovenya maceranızın devamı için, sakinliğin ve huzurun şehrini keşfettiğim Sakinliğin Kıyısında Bir Masal Şehri: Slovenya - Novo Mesto Gezi Rehberi yazıma da göz atabilirsiniz.
Yolculuklarıma eşlik etmek ve daha fazla içerik görmek için beni Instagram'da takip etmeyi unutmayın: @onurollstyle.