Herkese tatlı bir o kadar koşuşturmalı ve moda dolu haftanın ardından merhaba!
Geçtiğimiz hafta 12. si düzenlenen Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul ile moda dolu günler yaşadık.
Birbirinden değerli tasarımcıların yeni koleksiyonlarını keşfe çıkıp moda dolu alandan bunları öncelikle instagram hikayelerimizde paylaştık ve eskiden olduğu gibi sıra post yazmaya geldi…
Doğal olarak ; geçen moda dolu günlerin ardından neler düşündüğümü burada kaleme almak istedim.
İzlemiş olduğum defileleri ve istanbul moda haftası hakkındaki görüşlerimi yani…
2010 yılından bugüne kadar, yani blog yaşantım başladığından beri , bir moda bloggerı olarak ben de moda haftalarına gerek Türkiye gerek ise Yurtdışında da katılmaya özen gösterenlerden biriyim.
Bu, yaptığımız işin bir parçası ve tabii ki ; bu gibi organizasyonlarda da gerek duruşumuz gerek ise düşüncelerimiz ve kaleme aldıklarımızla bunu kitlelere ulaştırmamız gerekiyor.
Kısaca; tasarımcıları desteklemek ve koleksiyonları yerinde ve zamanında inceleyip paylaşmak işimizin bir parçası…
Bir blogger olarak beklentim, benim gibi moda ile ilgili blog yazarlarının daha çok katılım sağlaması ve hep bir ağızdan “Istanbul’da Modaya dair bir şeyler oluyor” söylemlerini dile getirebilmek diyebilirim.
Ama yıllar geçtikçe beraber yol aldığımız bir çok blogger ve moda yazarı arkadaşlarımı moda haftasında göremiyorum.
Veyahut bir kaçı sadece defilelere bile katılmadan sadece alan önünde fotoğrafını çektirip kayboluyor.
Nedeni nedir acaba merak etmiyor değilim.
Yukarıda da belirttiğim gibi uzun zamandır blog yazarıyım ve her şart ve koşulda ne olursa olsun kaçırmamam gereken etkinlikler ve organizasyonlar oluyor.
Aynen Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul gibi…
Özelikle yurtdışında görmüş olduğum o tabloları Istanbul’da da görmeyi arzuluyorum..
Hoşgörü çerçevesinde, çoşkulu, rengarenk bir tablo…
Tabii bizdeki ego ! orada yok tabii orası ayrı 🙂
Bu ne anlama geliyor biraz açayım.
İnanın ki yurtdışında bir çok blogger / influencer tanıdım ve buradaki ben kimim edasını hiç birinde görmedim desem yeridir.
Burada instagram’a üye olan ve biraz takipçisi olan kendini dünya starı sanıyor olmalarından cidden sıkıldım.
Herkesin, herşeyin ve dünyanın onların etrafında döndüğü sanrısındalar o ayrı mevzu!
Yani moda haftasında ön sıra kavgası gibi…
Yahu önde otursan n’olcak bir arkada otursan n’olcak?
Gelelim organizasyona. ..
Öncelikle şunu belirtmek isterim böyle koca bir etkinliği düzenlemek ve sisteme oturtmak hiç kolay olmadığının farkındayım.
Öncelikle tüm emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Fakat şimdiye kadar görmüş ve yaşamış olduğumuz aksaklıkların birşeylerin son dakikaya alınması ile ilgili olabilir diye düşünüyorum.
Ufak tefek aksaklıklara tabii ki göz yumulur fakat süregelen ve tekrar edenler var ise düzeltilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Defilelerin geç başlaması tüm planları bozuyor!
Tüm gün alanda olmak ve defilelere katılmak özellikle Zorlu gibi bir alanda yapılıyorsa hiç de kolay değil bizim açımızdan.
Bir defilenin geç başlaması bir sonrakini ve ondan sonrakini de tetiklediği için gece yarısına kadar orada kalmak inanın ki çok kötü.
Ayrıca her defasında bir sonraki show’a yetişmek ve girmek için sürekli 3-4 kat çıkıp tekrardan bilet sırasına girmek gerçekten bizim için yorucu bir işti.
Bunu bir şekilde çözmek gerekiyor.
Çözüm ; davetiyeleri posta yoluyla yollamak veya başka bir çözüm bularak mı gerçekleşir bilemem?
Bizim açımızdan yaşanan başka bir sorun ise;
Tekrarlanan günler içerisinde Davetliler, Yazarlar ve Bloggerlar yani bizler Mercedes-Benz Lounge alanında bekliyor orada sohbet ediyor ve sonraki defile için hep beraber adım atıyoruz.
Bir nevi orası bizim buluşma alanımız.
Bu çok güzel bir şey fakat yaşanan bileklik sıkıntısını da söylemek gerek!
Blog yazarı topu topu toplasan 10 kişi değildik ama 4 gün boyunca buna çözüm bulanamadı!
Her gün hazırlanıp günlük gireceğim defileleri son derece güzel enerji ile başlamam gerekirken acaba bileklik sıkıntısı çözüme ulaştımı diye düşündük durduk.
Özellikle Mercedes-Benz fashion week ekibinin ve Lappart’ın bu duruma el atması ve stant sorumlularına önceden hazırlanmış davetli listesi vermeleri bileklik sıkıntısına bir çözüm olabilir.
Bu ufak tefek aksaklıklara rağmen, bir moda haftasını geride bıraktık:)
Emeği geçen;
Mercedes-Benz Fashion Week ekibi,
Istanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
L’appart Pr
İstanbul İletişim
Kırmızı Pr
Golin İstanbul’a teşekkür ediyorum ve önümüzdeki yıl gerçekleşecek orgazisyonları sabırsızlıkla bekliyor olacağım…
Moda Haftası Girmiş Olduğum Defileler…
DB X BERDAN
Her geçen yıl DB BERDAN’ı yeni koleksiyonunu ve sahne şovunu sabırsızlıkla bekleyenlerdenim..
2019 İlkbahar -Yaz Koleksiyonunda DB BERDAN Reebok Classic ile işbirliği yaparak 90’ların dinamik ritmini tuttu.
Özelikle koleksiyonun ilham kaynağı ise Türk tanrısı intersex Umay Ana. Hem aşk tanrıçası hem de Savaş tanrısı.
Ceren Ocak
İpek ve deri koleksiyonların hakimiyet sağladığı koleksiyondaki renkler işte tam benlik diyebileceğim cinsten.
Ceren Ocak ilkbahar – Yaz koleksiyonunun konusu ise 1936 ile 1939 yılları arasında gerçekleşeb İspanyol iç savaşıydı…
Koleksiyonun sloganı ise bu savaşta devrimcilerin attığı slogan ile aynı!
“No Parasan” yani Geçiş Yok.
Gökhan Yavaş
2016 Koza Genç Moda yarışmasından hatırlıyorum Gökhan Yavaş’ı …
O günden belliydi ışığı ve bu sefer Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’da ikinci kez karşımızda.
Koleksiyonu izlerken özellikle kendimi Meksika yolculuğunda hissettim. Kullanılan aksesuarlarda bunu tamamlayacak nitelikteydi.
Bunun dışında canlı renkler bu sene bizi bekliyor der gibiydi!
Özlem Süer
Özlem Süer SS 19 koleksiyonunda orkideler ile örülmüş saçlar haricinde herşeyi sevdim desem yeridir.
Çiçekli kumaşlar, tüller ile romantik dokunuşlara sahip koleksiyon ve ilkbahar yaz olmasına rağmen koleksiyon tüm mevsim geçişlerini bir anda yaşattıyordu.
NEW GEN – IMA
Mercedes-benz Fashion Week İstanbul’da en sevdiğim ve her defasında büyülendiğim koleksiyonlar mutlaka New Gen İMA’dan çıkıyor.
Yaratıcılık, zeka ve başarı hepsi bir arada!
Hani isterdim ki moda haftasında hep böyle sınırları zorlayan ileri gören ve kalıpların dışına çıkan koleksiyonları görelim.
IMa 2017 – 2018 mezunlarından tam 12 genç tasarımcının toplam 60 tasarımını izlerken büyülenmedim değil.
Her birinizi tek tek tebrik ederim harikaydınız.
Bahar Yavuz, Begüm Kıran, Berk Gümüşterazili, Candan Tulga, Gökçe Kömürcü, Mertcan Öztekin, Muhammed İloğlu, Nazlıcan Karahan, Nikta Afshar, Sümeyye Başbuğu, Şebnur Günay, Şule Gül
Giray Sepin
Moda haftasının en sakinleştici koleksiyonu ile tanıştırayım sizi…
Giray Sepin 2019 ilkbahar-yaz koleksiyonu hem göze hem de ruha hitap edecek şekildeydi.
Tüm doğal renklerin kumaşlarla birleştiği ve Sakinleme hikayesi olan Non-Self koleksiyonunu izlerken inanın ki içsel yolculuğa çıkmadım değil.
Tuba Ergin
Girl On Power 2018 koleksiyonunda Dayanıklı ama barışçıl, güçlü ama kırılgan kadın kahramanların zıtlıkları Tuba Ergin’nin koleksiyonun ilham kaynağı.
Koleksiyonda ağırlıklı olarak Bordo, gri ve Koyu yeşil tonları ön plandaydı..
Brand Who
Brand Who’nun yeni koleksiyonun adı Sunseeker.
Modern, şık ve rahat parçalara hakim. Günün her saatinde giyebileceğiniz parçalar sahip olan koleksiyonda özellikle hakiler ön plandaydı.
Ayrıca baskı olarak kullanılan palmiyeli t-shirt ve sweatshirtlere bayıldım.
Günçil Çengel
Günçil Çengel 15 looktan oluşan koleksiyonunda işlemeleriyle vintage havalar estirirken kesimi ile alışmış olduğumuz Gülçin Çengel havası sunuyor.
MIIN by Kadir Kılıç
Aksesuarlarına bayıldığım başka bir defile ise MIIN by Kadir Kılıç idi…
Özellikle beyazların hakim olduğu koleksiyonda hemen hemen tüm parçalar salaş. Bol bağlamalı ve üstüste geçirmeli looklara eşlik eden ve en dikkatimi çeken ise nazar boncuğu cam ve diğer tüm aksesuarlardı.