top of page


travel & lifestyle blog

onurollstyle.co

Güncelleme tarihi: 29 Ağu


ree

Slovenya’yı anlatırken akla ilk gelen yerler genellikle Ljubljana, Bled Gölü ya da Postojna Mağarası olur. Fakat ülkenin güneydoğusunda, Krka Nehri kıyısında sessiz sedasız bir şehir vardır ki, ona vardığınızda zamanın akışına başka bir ritim eşlik eder: Novo Mesto.

Burası turistik haritalarda çok yer kaplamaz, ama kalpte fazlasıyla iz bırakır. Tarihi, doğası ve sadeliğiyle Slovenya’nın keşfedilmeyi bekleyen hazinelerinden biridir. Novo Mesto, kalabalıklardan uzak bir yolculuk isteyenler için adeta bir içsel seyahat kapısıdır.


Novo Mesto
Novo Mesto
Novo Mesto Nerede? Nasıl Bir Yer?
Novo Mesto, Slovenya’nın Dolenjska bölgesinde, başkent Ljubljana’nın yaklaşık 70 kilometre güneydoğusunda yer alır. 1365 yılında Habsburg arşidükü IV. Rudolf tarafından kurulmuş olan şehir, yüzyıllar boyunca hem bölgesel bir merkez olmuş hem de kültürel kimliğini koruyabilmiş.

Krka Nehri’nin kıvrımlarına yaslanmış olan şehir, yeşilin ve mavinin birbirine karıştığı, huzurun mekâna dönüştüğü bir yer izlenimi verir. Bu yönüyle Slovenya’nın kalabalık şehirlerinden oldukça farklı bir deneyim sunar. Novo Mesto’nun diğer şehirlerden farkı, sessizliği ve sadeliği bir avantaja dönüştürmesidir.

ree

Şehri Özel Kılan Ne?

Novo Mesto’yu ilk bakışta küçük ve sıradan bir kasaba sanmak kolaydır. Ancak sokaklarına adım attığınızda, şehir yavaş yavaş karakterini göstermeye başlar. Renkli cepheli evler, dar taş sokaklar, tarihî meydanlar ve her şeyin merkezinden usulca geçen Krka Nehri…

Burada her şey kendi ritminde ilerler. Aceleye, koşuşturmaya yer yoktur. Şehrin büyüsü tam da bu yavaşlıkta ve sadelikte saklıdır. Her köşe başı, geçmişten bugüne uzanan sessiz bir anlatıdır. Modernizmin hızı henüz buraya uğramamış gibidir.

St. Nicholas Katedrali: Sessiz Bir Anıt

Novo Mesto’nun siluetinde hemen fark edilen yapı, şehrin en önemli simgelerinden biri olan St. Nicholas Katedrali’dir. 15. yüzyıldan kalma bu yapı, barok mimarinin zarif örneklerinden biri olarak Krka Nehri’ne ve çevredeki bağlara yukarıdan bakar. Katedrale çıkan yollar boyunca hissedilen sessizlik, yapının içindeki dinginlikle birleşir.

İçeri girdiğinizde, taş duvarların ve vitray camların arasında geçmişle baş başa kalırsınız. Burada birkaç dakikalığına oturmak, şehirdeki yolculuğunuzu anlamlandırmak için ideal bir duraktır.

ree

Krka Nehri ve Şehrin Ruhu

Krka Nehri, Novo Mesto’nun sadece coğrafi değil, aynı zamanda duygusal merkezidir. Şehrin sokaklarında yürürken nehir bir süre kaybolur gibi olur, ama hemen ardından tekrar karşınıza çıkar. Bu döngüde bir tür ritim vardır. Krka, şehirle birlikte nefes alıp verir.

Kıyısında oturmak, suyun yüzeyinde dans eden yansımaları izlemek, doğanın bir parçası olmak gibidir. Gürültüden uzaklaştıkça şehir insanı içine çeker, sessizliğiyle sarmalar. Novo Mesto, modern yaşamın yüksek temposundan çıkıp kendine dönmek isteyenlere güçlü bir davet sunar.

Yerel Tatlar ve Kültürel Zenginlik
Novo Mesto, gastronomi açısından da kendine özgü lezzetler sunar. Şehir özellikle Cviček isimli hafif ve düşük alkollü şarabıyla tanınır. Asidik yapısı ve meyvemsi aromasıyla farklı damaklara hitap eden bu şarap, yalnızca Dolenjska bölgesinde üretilir ve Slovenya’nın ulusal içkilerinden biri kabul edilir.

Şehrin etrafı üzüm bağlarıyla çevrilidir. Bu bağlarda üretilen yerel beyaz şaraplar ve ev yapımı likörler özellikle yöresel pazar yerlerinde bulunabilir. Bal üretimi bölgede oldukça yaygındır; doğal, katkısız ve aromatik ballar yerel kültürün önemli bir parçasıdır.

Ayrıca bölge, bisiklet rotaları, doğa yürüyüşleri ve termal oteller açısından da zengindir. Şehrin biraz dışına çıktığınızda, kendinizi yemyeşil ormanların ve sessiz göletlerin arasında bulabilirsiniz.

Novo Mesto’ya Ne Zaman Gidilir?

Bu masalsı şehir, dört mevsim farklı yüzlerini sergilese de en canlı zamanlarını ilkbahar (Mayıs-Haziran) ve sonbahar (Eylül-Ekim) aylarında yaşar. Bu dönemlerde nehir kıyısı yemyeşil bir hal alır, üzüm bağları uyanır ve doğa kendini cömertçe sergiler.

Ulaşım açısından da oldukça avantajlı bir konumdadır. Ljubljana’dan trenle 1,5 saat, arabayla 1 saat süren bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Zagreb’ten ise arabayla yalnızca 45 dakika uzaklıktadır. Günübirlik geziler için de son derece uygundur.

Neden Novo Mesto?
Novo Mesto’ya gitmek, sadece bir şehir görmek değil, bir ruh hâline geçmek gibidir. Burada zaman daha yavaş akar. İnsan, şehirle birlikte yürümeyi, doğayla birlikte durmayı öğrenir. Gürültüden uzaklaştıkça sesinizin içini duyarsınız.

Bir seyahatten beklentiniz sadece fotoğraf kareleri değil de, anlamlı bir duruş, sade bir nefes ve kalıcı bir huzur ise Novo Mesto sizin için doğru adres olabilir.


 
 
 
  • Yazarın fotoğrafı: onur erol
    onur erol
  • 17 Ağu 2024
  • 3 dakikada okunur

Rodos'un Yamacında Masal Kadar Güzel Bir Ada Halki

Bazen büyük şehirlerin kaosundan kaçmak ve doğayla iç içe, sakin bir yerde zaman geçirmek istersiniz. 

İşte Meis’den sonra keşfettiğim Halki Adası tam da böyle bir yer, içinde bulunduğum kıymetli anlar için keşfettiğim ve her saniyesinde huzuru hissettiğim bir yer oldu burası. 

Rodos’un hemen yanıbaşında yer alan bu küçük ada, henüz turistlerin akınına uğramamış ve bu sayede doğallığını korumayı başarmış.

halki - chalki island

Bir Gün, Bir Hayat

Rodos'tan bir saatlik yolculuk sonrası Halki’ye ilk adım attığım an, içimde tuhaf bir huzur hissettim. Sokaklarda yürürken renkli kapıları ve rengarenk çiçekleriyle, begonvilleriyle süslenmiş  balkonları görmek, cana yakın ve içten halkı ile buluşmak ruhumu bir tablo gibi sardı. 


chalki adası

Ve inanın ki asla bitmesini istemediğim bir masalın içindeydim ve uyanmak istemiyordum…

Adayı ilk anda keşfetmek için sabırsızdım bu büyülü atmosferi bir an önce keşfedip her bir kaldırım taşının üzerinde iz sürmek istiyordum.

Hızlıca tuttuğum eve yerleşip adadaki ilk turuma başladım, labirent gibi açılan ara sokaklardan geçtim ve tüm yolların denize açıldığını gördüm.

Sonra tabii ki o berrak mavinin en güzel tonundaki denizine girme vaktiydi. Ada'nın arka tarafında 10 dakika yürüme mesafesindeki Pontamos Plajına gittim.

onurollstyle

Hani bazı yerler vardır, suyu o kadar berraktır ki sanki gökyüzünün bir parçası gibi görünür. İşte Halki’de keyfettiği Plajın denizi tam da böyle bir yerdi.

Burada kendinizi olabildiğince doğal ve doğanın biparçası gibi hissediyorsunuz, kimse gelip sizi rahatsız etmiyor mesela! Havlunuzu istediğiniz yere serip sere serpe güneşlenip denizin, güneşin tadını sonuna kadar çıkarabiliyorsunuz.

Aynen ben de öyle yaptım güzelce bir denize girdim havlumu serdim bir ağaç altına ve sınırsızca keyfini çıkardım hem güneşin hem denizin hem de orada olmanın keyfini.


halki adası - chalki island

Akşamın Lezzetleri ve Yunan Dans Ritimleri

Plaj sonrası üzerimi değiştirip önce aperatif bir şeyler içmek için bir yere oturdum hem gün batımını izlemek hem de şöyle bir güzel dinlence yaşadım kendimce..

Akşam yemeği için mekan arama vatkti yaklaşınca ada sahili boyunca yeni masalarını açmakta olan restoranlara göz gezdirdim.

Ama bir tanesi vardı ki işte burası tam benim olmak istediğim yer dedim ve akşama güzel bir masa rezerve ettim Black Sea Restaurant'ta ...

Hemen gözüme çarpmıştı bu yer hem adından hemde tam da aradığım bir taverna dekoru olmasından dolayı…

Hele bir de asılmış ahtapotları görünce evet dedim işte benim yemek yemem gereken bu yer.

Neyse öncesinde rezervasyon için uğradım ne de olsa tek başımaydım ve iyi bir masada oturmak istiyordum.

Güzel bir sohbet sonrasında  akşam için masamı ayırttım.

Black sea restaurant halki adası - chalki island

Masamı ayırtıp turlamaya devam ettiğim anda bir müziğin ritmine kapıldım. Adanın tam ortasında sahne kuruluyordu dedim ki kendime ''Çok şanslısın Onur akşama şenlik var!''

Biraz gezinip biraz fotoğraflar, videolar derken yemek vakti yaklaşmıştı...

Bir karadenizli olarak gözüme kestirdiğim bu yerdeki masama oturdum, yunan salatası, ızgara sardalya ve polomari ouzo'mu da sipariş verip restoran sahibi ile sohbete koyuldum.

Neden adının Black Sea olduğunu sorduğumda kendilerin atalarının Karadeniz'den Gürcistan'dan olduğunu öğrendim yani hemşerimi hem de laz hemşerimi bulmuştum.


Onur erol - halki adası - chalki island

black sea restaurant chalki

Ah, o lezzet!

Burada yediğim yunan salatası cidden şahaneydi ve yerel otlarla yapılmıştı sardalya ya ise diyecek lafım yok! mezeler, damağımda unutulmaz tatlar bıraktı.


Dans Başlasın.

Yemeğin ardından meydanda düzenlenen müzik ve dans gösterisine katılmak için hemen oradaki bir bara Yerel halkın samimiyeti benim her koşula ayak uydurmam müzikle birleşince, kendimi adanın bir parçası gibi hissettim ve terlilklerimi çıkarıp sahneye attım kendimi..

Saatlerce dans ettim eğlendim.

Hatta o kadar eğlendim ki gecenin sonun içki ısmarlayanlarım bile çok oldu:)


Ayrılmak Zor Ama...


Ertesi sabah, Halki’den ayrılma zamanıydı ve hep olduğu gibi neden daha fazla kalmadığım için hayıflanıyordum kendime!

Gerçekten Meis (kastellorizo ) sonrası en sevdiğim ada Halki oldu.

Burada da bir bağım olduğunu düşündüm! Neden olmasın ki?

Adaya dair her şey instagram sayfamda paylaştım ayrıca öne çıkanlarda burada tarif etmeye çalıştığın anların gerçek görüntüleri var.

Hem beni instagram'dan ( @Onurollstyle ) takip edin hem de bu anları benim gözümden yaşayın.


Eğer sizin de yolunuz Rodos'a düşerse hemen yamacındaki bu adaya mutlaka uğrayın derim. Hem yoğun bir tempodan kaçmak ve kendinize bir iyilik yapmak istiyorsanız Halki sizi orada bekliyor olacak.


Nasıl Gidilir?

Halki Adası’na ulaşmak için öncelikle Rodos’a gitmeniz gerekiyor. Marmaris veya Fethiye'den Rodos'a seferler var ben bu sefer Meis üzerinden Rodos’a oradan da Halki’ye ulaştım. Gidiş-dönüş ulaşımımı feribotla 21 euro. Feribot yolculuğu yaklaşık 1 saat sürüyor.


Nerede Kalınır?

Halki’de konaklamak için küçük ve şirin evler mevcut. Ben booking.com'dan bulduğum Atlantis Houses'da kaldım ve tek gece için 71 euro ödedim. Bu konaklama yeri, adanın dokusunu en güzel şekilde hissettiren yerlerden biriydi. Hem merkeze 5 dakikalık yakınlığı hem de sıcak atmosferiyle adada keyifli bir deneyim oldu.



ree

ree

ree

ree

ree

ree



 
 
 
  • Yazarın fotoğrafı: Onurollstyle
    Onurollstyle
  • 18 Oca 2019
  • 2 dakikada okunur


Herkese merhaba,


büyük Avrupa seyahatimde Budapeşte sonrası rotamızı Viyana’ya uzattım.


Fakat yol güzergahımız üzerinde olan Bratislava’ya uğramadan olmazdı bu güzel ve şirin şehri görmeden tabii ki viyana’ya gidemezdim.


Bratislava Slovakya’nın başkenti ve en büyük şehridir Avusturya’nın başkenti viyananın 50 km kadar doğusunda bulunan şehir yaklaşık 450.000 nüfusa sahip tuna nehri kıyısında yer alan şehir hem Avrupa’ya hem de Macaristan’a sınırdır.


Burada daha fazla vakit geçirmek isterdim fakat gitmemiz gereken bir çok ülke olduğu için sadece dört 5 saat geçirdik.

Bratislava Gezi Notları


Bratislava oldukça küçük bir şehir olmasına rağmen kesinlikle görülmesi gereken Başkentlerden biridir.


Şehrin Stare Mesro ( eski şehir ) Olarak adlandırılan tarihi bölümü geleneksel yapının en çok korunduğu alan olmakla birlikte en turistik noktadır.




Bratislava’da Gezilecek Yerler

Bratislava küçük ama bir o kadar Sempatik bir şehir.


Bir yanda Eskişehir merkezinin arnavut kaldırımlı ara sokaklarında tarihi binalara bakarak gezebileceğiniz gibi tuna nehrinin kıyısında yürüyüşe çıkabilir ve doğanın tadını varabilirsiniz.


Bratislava’nın en büyük katedrali ST. Martin katedrali 14. yüzyılın başlarında inşa edilmeye başlanmış ve 1452 yılında ziyarete açılmıştır.


Tarih içerisinde bir çok kralın taç giyme Törenine sahipliği yapmıştır.


Gotik tarzda ki katedral Eskişehir merkezi ile Bratislava kalesi arasında, yürüyerek kolaylıkla Ulaşabileceğiniz bir noktada bulunuyor.





Şehrin gezilecek yerlerini neredeyse tamamı Eskişehir bölgesindeki tarihi kent merkezindedir.


Araç trafiğine kapalı olan yol boyunca çok sayıda restoran, kafe, dükkanlar, restoranlar, galeriler gözümüze çarpıyor.




Eski kent merkezindeki St. Micheal Gate Bir zamanlar şehri çevreleyen sulardan geriye kalan dört kapıdan biridir.


Zemininde dünyanın önemli şehirlerine uzaklığı gösteren 0 km taşı ve 51 metre yüksekliğindeki kulesi ile dikkat çekmektedir.


Eğer şehrin manzarasını izlemek isterseniz yedi katlı binanın en üst katına çıkarak bu zevke erisebilirsiniz.





Bratislava’nın en önemli özelliklerinden biri de şüphesiz şehir içerisinde yer alan heykelleridir.


Bütün heykeller gerçekten çok yaratıcı ve özgünler.


Bütün ülkelerle ilgili muhakkak bir hikaye vardır.



bratislava man at work

Buradaki heykellerden biri, rögar kapağından poz veren Cumil ( Man at Work ) adlı Kanalizasyon işçisi heykelidir.


Heykeltraş Victor Hulik tarafından 1997 yılında yapılarak yerine yerleştirilen heykelin Bir hikayesi lan temizlikçisinin işini bitirdikten sonra dinlenmesi anını tasvir ediyor.


Bir başka hikaye iste sokaktan geçen kadınların eteklerinin altına baktığı şeklindedir.


4-5 saatlik Bratislava gezisinde gözüme çarpan detaylar bu kadardı bir sonraki rotam da görüşmek üzere.


Bratislava ile ilgili güzel bir video hazırladım.


YouTube kanalımda izlemek isterseniz altta sizinle bu videoyu paylaşacağım bir sonraki posta görüşmek üzere sevgiyle kalın.






bratislava vist

travel blogger

 
 
 
Polonya'nın başkenti Varşova'dayım. #varşova #polonya #yurtdışı #poland #warsaw
00:36
Avrupa’da Mutlaka Görmen Gereken Şehirlerden Biri: Varşova | Yurtdışı Vlog 🇵🇱
07:07
Pasaportsuz Vizesiz Dünya Turuna Çıkıyoruz. #shorts #seyahat
00:34
1 Ekim Dünya Kahve Günü Kutlu Olsun. ☕️ reklam | davet  #kahvegünü #carrefousa
01:03
Bursa gezi vlog | Ceviz hasadı, yolda iskender tadımı, bolca sohbet ve güncellemeler
11:56
Atina Gezilecek Yerler #acropolis
00:28
Bugün İtalyan stiliyle çıktım karşınıza … #menstyle #italianstyle #italyan
00:23
Bursa Karacabey Ceviz Hasadı #cevizhasadı #bursa
00:47
buy-me-a-coffee7219.logowik.com.webp

© 2025 by Onurollstyle.co. 

bottom of page